Nazlı Ilıcak'ın anca anladığı

Birincil sekmeler

Her ne hikmetse diye bir şey kutlanmış. Nazlı Ilıcak da, bu gereksiz etkinliğin bir bayram olarak neden kutlandığını hiç sorgulamadan, başlamış önceki kuşaklarla olan hesaplaşmasına, kendince malzeme yapmaya. Haksız da değil serzenişlerinde. Ama bir örnek vermiş ki, şaşırdım:

"Uydurmacılar, "ruh" yerine Öztürkçe olduğunu ileri sürdükleri "Tin" kelimesini ortaya atmıştı. Zaten eski Türkçe'de nefes ve can anlamına gelen kelime "tin" değil, "tın" idi. Çok şükür tin kelimesini hemen hemen kimse kullanmıyor."

gibi dahice birkaç cümleden sonra, Ilıcak, şunları da yazmış:

"Kelimeler, kökü ne olursa olsun, kullanıla kullanıla, çeşitli deyimlerin de içinde yer alarak, o lisanın öz malı haline gelir. Sözgelimi öğretmen, öğrencilerine "Tembellik sizin ruhunuza işlemiş" yerine "tininize işlemiş" diyebilir mi? İnce ruhlu bir adamdan bahsedilebilir ama "ince tinli" kullanılmaz. Peki, "Musiki ruhun gıdasıdır" demeyip, "tinin besinidir" şeklinde yazsanız, herkes size gülmez mi? Ya da ölmüşlerinizin ruhuna Fatiha okumak yerine, tinine Fatiha okuyabilir misiniz?"

Kelimeye "mal" muamelesi yaparsan, böyle olur. Ziya Gökalp'ın hayaleti herkesin köşe başında duruyor mudur, nedir? Türkiye'de neden en moderin görünen sağcılar bile, şu dil konusunda bu kadar gericidirler? Yahu bir haltı, halk anlamak zorunda mıdır? O zaman anlat hadi nano teknolojiyi, anlat hadi RoadRunner bilgisayarının çalışma prensiplerini! Sen gördüğün her kelimeyi "bağlam" neden herzeden soyutlayıp, öyle cümle içinde kullanıyorsan, işimiz çok var çok. Her kelime toplum denen toplamın malı falan değildir. Tin kelimesi zaten öyle bir şey için değil, bambaşka bir şey için kullanılıyor ve genelde Tin olarak yazılıyor. Tamam uydurmayalım kelime ama, yahu senin kültürün daha önce Çağın Ruhu, Zamanın Ruhu gibi kavramlar üzerine kafa yormuş mu? Zorla Cumhuriyetçi yapacaksınız ya adamı!

Son bir soru: Nazlı Ilıcak şiir okur mu ve en güncel tarihli satın aldığı şiir kitabı nedir?

Yorumlar

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 21

‘yukarı’ dedin

(...) Dilde Türkçeleştirmeyi ve sadeleşmeyi başlatan, Türkçüler/milliyetçilerdi. Onların takipçileri, uydurmacılığa daima muhalefet etti. Buna mukabil, solcular/devrimciler, dilde "Öztürkçecilikten" yana oldu.(...) Neden solcular ve devrimciler lisanda "ırkçılığı" savunmaya soyunmuştu? Onlar, bilerek ya da bilmeyerek, bizi, kültürümüzden ve akraba milletlerden uzaklaştıran bir eyleme hizmet ediyordu.(...)

yazının hepsine bakınca.. hem de sn. ılıcak, aynı cümle içerisinde hem "dil" hem de "lisan" yazınca; zaten yazının niyeti de dil'i epey aşan bir niyet olunca.. bence köşe yazarları "günün anlam ve önemini" belirten yazılar yazmasınlar diyebiliyorum sadece...

türkçeleştirme öztürkçeleştirme sadeleştirme uydurma

bunlar ne tam olarak... ayrıca türkçe sözlükte 40.000 sözcük var deniyor, bir kısmı da sayıca artışa destek için orda yer alıyor.. 8000 arapça, 6000 farsça sözcük var dilimizde, kullanırken kökenini bilmediğimiz..

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 18

‘yukarı’ dedin

bir bilgi daha çok merak edenler için, o yabancı denilen dillerden aldığımız kelimelerin oranı, bu arapça, farsçaya göre çok daha az (tam sayıyı hatırlamıyorum.)

dil - lisan kuşak - nesil öykü - hikaye