İçindekiler

Orhan Duru

(1933 - 2009 )

Yaşamı

Invalid Link
d. 18 Aralık 1933, İstanbul, Türkiye - ö. 25 Ocak 2009, Şişli, İstanbul

Orhan Duru, “1950 Kusagi” öykücülerinden. Kusagi içinde farkli bir çizgisi olan biri. Özellikle onun bilim-kurgu öyküleri, bu alanda yepyeni bir çizginin baslangici olarak nitelendirilebilinir. Duru, bu türe bakisini söyle dile getirir: “Bilim-kurguyu estidien beri severim. Belki çok fazla kisi tarafindan bilinmiyor ama 'bilim-kurgu' adinin babasi benim. 1973 yilinda Türk Dili dergisinde benden özel bir sayi istemislerdi. Öneri olarak bilim-kurgu adini öne attim, tutuldu.” (1)

Duru, 18 Aralik 1933'te Istanbul'da dogdu. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'ni bitirdi (1956). Bir süre veterinerlik yapti. Daha sonra ayni fakültede asistan olarak çalisti. 27 Mayis 1960'ta bu görevinden uzaklastirildi. Duru, bu serüveni dle getirirken sunlari söyler: “Ben gazeteciliten önce veterinerlik yaptim. 27 Mayis 1960'da askeri yönetim beni üniversitedeki asistanlik görevinden 147'ler arasinda uzaklastirmamis olmasaydi belki bugün bir Veteriner Fakültesi'nde profesördüm. Ama atilinca gazetecilige basladim.” (2) Ulus, Cumhuriyet, Milliyet, Günes ve Hürriyet gazetelerinde çalisti. Interstar TV'de haber müdürlügü yapti. Bu görevinden ayrildiktan sonra serbest yazarligi tek ugras edindi.

Edebi yasami

Duru, yazin yasamina siirle basladi. Bu baslayis öyküsünü söyle dile getirir: “Pek çok arkadasim gibi ben de siirle basladim ise daha lise yillarinda. Pek sürdürdügümü söyleyemem. Bir süre sonra öykü yazmaya basladim 1950'li yillarda. Ilk öyküm ise 1953 yilinda Küçük Dergi'de yayinlandi. Ondan sonra Demir Özlü, Ferit Edgü gibi arkadaslarimla birlikte beni de yazmaya özendiren Vedat Günyol olmustur. Vedat Günyol'un yayinladigi Yeni Ufuklar dergisi bir okul oldu bize.”(3)

Mavi, Evrim, Yeni Ufuklar, Pazar Postasi, Seçilmis Hikayeler, Yelken, Dost, Soyut gibi dergilerde öykü ve yazilariyla dikkati çekti. Sonraki yillarda birçok dergi ve gazetede öykü ve denemeler yazdi.

“Isçiler” öyküsüyle 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarismasi'nda basari ödülü kazandi. Sarmal-Toplu Öyküler'le 1996 Sedat Simavi Vakfi Edebiyat Ödülü'nü ald. Firtina ile de 1997 Sait Faik Hikaye Armagani'ni Erdal Öz'le birlikte paylasti.

Sanati

Orhan Duru, öykücülügünün basat ögesi olan fantastik gerçeklik; toplumsal yasama bakis, bireyin yasamla alisverisindeki trajik durumunu sergileyis üzerine kuruludur. Çeliskiler, çatismalar agindaki insanin insanla, çevreyle iliskilerini humorist bir bakisla sergiler, Duru. O, öyküsünün bu yanini su sözleriyle de açimlar: “Bir yazar olarak bu dünyada yasiyorum. Bu dünyanin sorunlari var ve ben yazar olarak o sorunlari ortadan kaldirmak istiyorum. Öykü ise bir iletisim biçimi. Benim iletmek istedigim bir sey var, çünkü bu toplumda sikiliyorum.”(4)

Onun öyküsünün sasirtici gelen bir baska boyutu da, kuskusuz, bilim-kurgusal yandir. Türün, Türkçedeki ilk özgün örneklerini vermistir, Duru. Imledigimiz gibi, o, öyküsünü kurarken; yasamin nabzini tutmayi amaçlar. Düs, fantezi onun kurmaca gerçekliginin iletisimsel boyutudur. Arka planda olan humour, ironik bakistir asil onun öyküsünü biçimleyen.

Duru, her seyden önce öykünün türsel anlamini geliskin kilan, bununla okur katinda ilgi uyandiran bir çaba insanidir. Bu çabasini su sözleri karsilar: “Sade suya tirit öyküler yazmak istemiyorum. Okur ilgi duysun, sasirsin istiyorum. Öykülerimi kurarken sadece fanteziler degil çagrisimlar da rol oynuyor Bunlari okurla iletisim kurabilmek için yapiyorum. Okur, yazdigim öyküyü sevmeli, sasirmali. Fanteziler, oyunlar, kara mizah, kelime oyunlari yapiyorsam ve bunu yaparken keyif aliyorsam bu keyfi okurla paylasmak istiyorum.”(5) Dogan Hizlan, onun öykü evrenine bakarken, belirgin olan su yaninin altini çizer:“Orhan Duru, bir üslupçudur. Mizahi, geleneksel tatlari modernlestiren kivamdadir.”(6)

O, öyküde güne, olaylara, olaylarin güncel boyutlarina derinlemesine inmektense; bunlarin bilince yansiyan biçimlerini, arka planda olusanlarin edimsel boyutunu göstermeyi yegler. Yer yer karmizah ögesinin öne çiktigi öykülerinde de bu doz çarpici bir düzeye erisir. Duru, bir bakima da, toplum psikolojisinin topografyasini çikarir.

Anlatiminin bir baska önemli yani da dildeki yenilikçi tavridir. Dilin kaliplarini zorlayan biridir, Duru. O, bu çabasini da söyle açiklar: “1960'lardan sonra farkli bir anlatim olanagi bulmak adina kaliplasmisin ve kullanilanin disinda yeni bir dil arayisina girdim. Bu arayisi yasarken Türkçeyle bir hayli bogustum tabii. Eski kaynaklara inip Evliya Çelebi ya da vakanüvisler gibi eski yazar ve tarihçilerin dil üzerinde nereye kadar gitmis olduklarini inceledim. Yaptigim arastirmalar sonucunda, 14. ve 15. yüzyillarda kullanilan Türkçenin Osmanli Imparatorlugu döneminde konusulana oranla çok daha esnek ve rahat bir yapiya sahip oldugunu gördüm. Cumhuriyet döneminde Türkçenin bu kaliplasmis halini kirmaya çalisan büyük elestirmen Nurullah Ataç ise bizim kusagi en çok etkileyen isimlerden biriydi.”(7) Duru, ilk öykü kitabi Birakilmis Biri'nin otuz yil sonra yeniden yayinlanisina yazdigi 'önsöz'de öykü anlayisinin o günden bugüne uzanan serüvenine deginerek sunlari söyler: “Öykünün kendi gerçekleri, güncel gerçekten, toplumsal ve bireysel gerçeklerden farkli seyler. Yüce gerçegi, ancak baska yollardan, kimi zaman güncel gerçeklerden yola çikarak ama ondan uzaklasarak, onu ayrintilarindan temizleyerek yakalayabiliriz ancak. Eskiden kurgu yani fiction'un erdemine inaniyordum, bugün de inaniyorum.”(8)

Yapitlari

Öykü: Birakilmis Biri, 1959; Denge Uzmani, 1962; Agir Isçiler, 1974; Yoksullar Geliyor, 1982; Sise, 1989; Bir Büyülü Ortamda, 1991; Sarmal-Toplu Öyküler, 1996; Firtina, 1997.

Deneme: Kiyi Kiyi Kent Kent, 1977 (genisletilerek Mavi Gezi adiyla 1986 ve 1987'de yeniden basildi); Hormonlu Kafalar, 1992; Istanbulin, 1995; Tango Geceleri, 1999.

Ani: O Pera'daki Hayalet, 1996 (Sezer Duru'yla birlikte).

Çeviri: Sierra Madre'nin Hazineleri (B. Traven); Gizli Tarih (Prokopius); çagdas Fizik'te Doga (Werner Heisenberg, Vedat Günyol'la birlikte); Amerika (A. Ginsberg ve Ferlinghetti'den siirler, Ferit Edgü'yle birlikte).

Tiyatro (Uyarlama): Durdurun Dünyayi Inecek Var , 1968 (Antony Newley ve Leslie Bricuss'tan); Sinirdaki Ev, 1970 (Slawomir Mrozek'ten); Üzbik Baba, 1990 (Alfred Jarry'nin Kral Übü'sünden).

Derleme: Kisas-i Enbiya, 1979.

1) Pinar Çelikel, “Öykü bir tutkudur”, Yeni Yüzyil, 13.12.1996 2) Bilge Türkben, “Öykü, amatör isidir”, Yeni Yüzyil, 9.9.1996 3) Orhan Duru, “Okuma Bende Bir Tutku”, TYS Edebiyat 1994 4) Duygu Durgun, “Düs imallathanesi”, Radikal, 29.1.1998 5) Agy. 6) Dogan Hizlan, Kitaplar Kitabi, s.219, 1996, Yapi Kredi Yayinlari,551 s. 7) Fecir Alptekin, “Gerçege düsle dokunan öyküler”, Cumhuriyet, 31.1. 1998 8) Orhan Duru, Birakilmis Biri, 1987, 2.b., Ada Yayinlari

Feridun Andaç