Kullanıcı Aletleri

Site Aletleri


kim_kimdir:otto-dix

Farklar

Bu sayfanın seçili sürümü ile mevcut sürümü arasındaki farkları gösterir.

Karşılaştırma görünümüne bağlantı

Sonraki sürüm
Önceki sürüm
kim_kimdir:otto-dix [2017/12/06 05:16]
admin oluşturuldu
kim_kimdir:otto-dix [2021/07/28 12:24] (mevcut)
Satır 2: Satır 2:
  
  
-2 Aralık 1891’de Almanya’nın Gera-Untermhaus kasabasında doğan (ö.1969) Otto Dix bir döküm işçisinin en büyük çocuğuydu. Dix bir işçi ailesinde yetişmişti ama, büyüdüğü ortam tipik bir işçi sınıfı ortamı değildi. Annesi müzikten ve edebiyattan hoşlanıyor,​ şiir yazıyordu. Yeğeni ressamdı. Dix sanatla erken yaşlarda tanışmıştı. Dix’e ​ +2 Aralık 1891’de Almanya’nın Gera-Untermhaus kasabasında doğan (ö.1969) Otto Dix bir döküm işçisinin en büyük çocuğuydu. Dix bir işçi ailesinde yetişmişti ama, büyüdüğü ortam tipik bir işçi sınıfı ortamı değildi. Annesi müzikten ve edebiyattan hoşlanıyor,​ şiir yazıyordu. Yeğeni ressamdı. Dix sanatla erken yaşlarda tanışmıştı. Dix’e göre sanat onun doğasında vardı:
-göre sanat onun doğasında vardı:+
  
-“ben her zaman resim yapabildim, gerçekte öğrenime hiç gereksinim duymadım, ama elbette öğretmenim Schunke beni sanatsal özgürlüğe giden yola sokarak çok yardımcı oldu.”+<​blockquote>​“ben her zaman resim yapabildim, gerçekte öğrenime hiç gereksinim duymadım, ama elbette öğretmenim Schunke beni sanatsal özgürlüğe giden yola sokarak çok yardımcı oldu.” ​</​blockquote>​
  
 Schunke, dix için Dresden Sanat ve El Sanatları Okulu’nda bir burs sağladı; Dix öğretmenlerden öğrenebileceği her şeyi orada öğrendi. Ayrıca sık sık Dresden Sanat Galesi’ine gidiyordu. Orada öncü Alman ve Fransız ressamlarını tanıdı. Yağlıboya ve guvaş tekniğiyle yaptığı ilk resimleri o tarihlere rastlar; pek çok da desen çalıştı. Schunke, dix için Dresden Sanat ve El Sanatları Okulu’nda bir burs sağladı; Dix öğretmenlerden öğrenebileceği her şeyi orada öğrendi. Ayrıca sık sık Dresden Sanat Galesi’ine gidiyordu. Orada öncü Alman ve Fransız ressamlarını tanıdı. Yağlıboya ve guvaş tekniğiyle yaptığı ilk resimleri o tarihlere rastlar; pek çok da desen çalıştı.
  
 Dix ilk yapıtlarından başlayarak konularının seçiminde çağdaş eğilimlerden bağımsız bir yol izledi. Manzara resimlerini,​ öz çözümleme için yeğlediği ve meslek yaşamı boyunca süren kendi portreleri izledi. Ardından Dix’in sanatının odağında yer alan Eros ve ölüm konusu geldi. Bu, Dix’in insan yaşamının çok çeşitli yanlarını işlemesini,​ resmetmesini sağlayan bir konuydu; Dix’in 1920’lerde ve daha sonra yaptığı resimlerin ana konularının çıkış noktası sonraki tarihsel ve biyografik etkilerle belirgin biçimini alacaktı. Dix ilk yapıtlarından başlayarak konularının seçiminde çağdaş eğilimlerden bağımsız bir yol izledi. Manzara resimlerini,​ öz çözümleme için yeğlediği ve meslek yaşamı boyunca süren kendi portreleri izledi. Ardından Dix’in sanatının odağında yer alan Eros ve ölüm konusu geldi. Bu, Dix’in insan yaşamının çok çeşitli yanlarını işlemesini,​ resmetmesini sağlayan bir konuydu; Dix’in 1920’lerde ve daha sonra yaptığı resimlerin ana konularının çıkış noktası sonraki tarihsel ve biyografik etkilerle belirgin biçimini alacaktı.
 +
 Eros ve ölüm arasındaki kararsız gerilim Dix’i büyülemişti. Görsel bir oburlukla bakışlarını insan varlığının her yönüne dikti. Eros ve ölüm arasındaki kararsız gerilim Dix’i büyülemişti. Görsel bir oburlukla bakışlarını insan varlığının her yönüne dikti.
  
 Dix’in yaşama bakışıyla Nietzsche’nin felsefesi arasında kesin bir bağ vardır. Nietzsche gibi Dix de dünyayı güçler canavarı (monster of force) olarak görüyordu:​ İyinin ve kötünün ötesinde, doğumla ölüm arasında sonsuz devirli hareketlerle yaşamı yaratan ve yıkan bir güç. Ama bu kaderci bir kabullenişi değil, tersini gösteriyordu:​ Birey için ölümün ve yıkımın karşısında bile yaşama “evet” diyebilmek için bir fırsattı. Dix’in yaşama bakışıyla Nietzsche’nin felsefesi arasında kesin bir bağ vardır. Nietzsche gibi Dix de dünyayı güçler canavarı (monster of force) olarak görüyordu:​ İyinin ve kötünün ötesinde, doğumla ölüm arasında sonsuz devirli hareketlerle yaşamı yaratan ve yıkan bir güç. Ama bu kaderci bir kabullenişi değil, tersini gösteriyordu:​ Birey için ölümün ve yıkımın karşısında bile yaşama “evet” diyebilmek için bir fırsattı.
  
-Dix’in ilk resimlerinden Çiçek ve Çürüme (1911) bir kafatasını ve vazo içinde çiçekleri gösteriyor. Ölüdoğa resimlerinin bu iki geleneksel motifi yaşamla ölüm arasındaki zıtlığın klasik simgelerinden. Resim Dix’in ana konusunun çıkışını gösteren bir belge gibi: Eros ve ölüm arasındaki kopmaz bağ.+Dix’in ilk resimlerinden ​//Çiçek ve Çürüme// (1911) bir kafatasını ve vazo içinde çiçekleri gösteriyor. Ölüdoğa resimlerinin bu iki geleneksel motifi yaşamla ölüm arasındaki zıtlığın klasik simgelerinden. Resim Dix’in ana konusunun çıkışını gösteren bir belge gibi: Eros ve ölüm arasındaki kopmaz bağ.
  
 Eros, şehvet ve yaşam deneyimiyle birlikte yaşam değiştirdi. Cinsel sapıklık, fahişelik, fiziksel bozulma Dix’in yapıtlarına hakim olmaya başladı. 1914 yılında pek çok çağdaşı gibi Dix de gönüllü olarak savaşa katıldı. Eros, şehvet ve yaşam deneyimiyle birlikte yaşam değiştirdi. Cinsel sapıklık, fahişelik, fiziksel bozulma Dix’in yapıtlarına hakim olmaya başladı. 1914 yılında pek çok çağdaşı gibi Dix de gönüllü olarak savaşa katıldı.
 +
 Dix’in savaş önce resimlerinde de kavgayı, acıyı, ölümü işlediği görülür, ama 1914-1915 yıllarının desenlerinde ve resimlerinde bu konu çok daha yoğunlaşmış bir biçimde karşımıza çıkar. Dix’in savaş önce resimlerinde de kavgayı, acıyı, ölümü işlediği görülür, ama 1914-1915 yıllarının desenlerinde ve resimlerinde bu konu çok daha yoğunlaşmış bir biçimde karşımıza çıkar.
  
Satır 28: Satır 29:
  
 Gravürlerin bir başka önemli özelliği Dix’in, geniş bir grafik etki sağlamak için, iğneyi kullanış yöntemi. Ölüm Dansı, 1917 Yılı ustalıklı bir ışık-gölge oyunu çalışması. Askerlerin yukarıdan bir perspektifle görülen örselenmiş bedenleri bütün acıklıklığıyla gece karanlığı içindeki bir pırıltıyla aydınlatılmıştır,​ gözler önüne serilmiş. Kollar ve bacaklar öyle garip biçimlerde bükülmüşler ki görünüşlerinin uzaklaştırıcı bir etkisi var. bu yabancılaşma duygusu, kör, düşüncesiz yıkma eylemiyle onun somut sonuçları arasındaki boşluğun açıkça görüldüğü Dans’da da yakalanmış;​ eylemi ve sonucu iki ayrı gerçek olarak algılayan insan aklı aralarındaki bağı kavramakta yetersiz. Dix savaş resimlerini suçlama ya da uyarı olarak yapmadı; istediği tek şey kendi yaşadıklarının yükünden kurtulmaktı. Gravürlerin bir başka önemli özelliği Dix’in, geniş bir grafik etki sağlamak için, iğneyi kullanış yöntemi. Ölüm Dansı, 1917 Yılı ustalıklı bir ışık-gölge oyunu çalışması. Askerlerin yukarıdan bir perspektifle görülen örselenmiş bedenleri bütün acıklıklığıyla gece karanlığı içindeki bir pırıltıyla aydınlatılmıştır,​ gözler önüne serilmiş. Kollar ve bacaklar öyle garip biçimlerde bükülmüşler ki görünüşlerinin uzaklaştırıcı bir etkisi var. bu yabancılaşma duygusu, kör, düşüncesiz yıkma eylemiyle onun somut sonuçları arasındaki boşluğun açıkça görüldüğü Dans’da da yakalanmış;​ eylemi ve sonucu iki ayrı gerçek olarak algılayan insan aklı aralarındaki bağı kavramakta yetersiz. Dix savaş resimlerini suçlama ya da uyarı olarak yapmadı; istediği tek şey kendi yaşadıklarının yükünden kurtulmaktı.
 +
 Savaşın yol açtığı korkunç acıları insanların artık unutmaya başladıkları bir dönemde Dix Savaş üçlemesini yapmaya başladı. Yapıtın bitmesinden bir yıl sonra 1933’de Adolf Hitler Almanya’nın şansöylesi olarak atandı. Dresden Akademisi’nde 1927’den beri profesörlük eden Dix işten atıldı, yapıtını sergilemesi yasaklandı. Savaş konusunu işleyen ve bunu anıtsal bir boyutta ele alan üçleme sanki gelecek olayları ve Dix’in kendi yazgısını gösteriyordu. Tablo 1932 yılında yalnızca bir kez sergilendi, hemen ardından Nazilerden gizlenmek için kaldırıldı. Savaşın yol açtığı korkunç acıları insanların artık unutmaya başladıkları bir dönemde Dix Savaş üçlemesini yapmaya başladı. Yapıtın bitmesinden bir yıl sonra 1933’de Adolf Hitler Almanya’nın şansöylesi olarak atandı. Dresden Akademisi’nde 1927’den beri profesörlük eden Dix işten atıldı, yapıtını sergilemesi yasaklandı. Savaş konusunu işleyen ve bunu anıtsal bir boyutta ele alan üçleme sanki gelecek olayları ve Dix’in kendi yazgısını gösteriyordu. Tablo 1932 yılında yalnızca bir kez sergilendi, hemen ardından Nazilerden gizlenmek için kaldırıldı.
  
 Dix’in ortaçağ mihrap resmi formunu kullanma kararı dikkatle düşünülmüş bir karardı. Amacı dinsel “çarmıha gerilme” düşüncesiyle çağdaş insanın “laik şehitliği” arasında bir benzeşme kurmaktı. Resmin yapısı için Isenheim mihrap resmi örnek alınmış ama içeriği tümüyle Dix’in imgelemi. Cehennemin dünyevi sonsuzluğu duygusunu uyandıran bir dönüşlü olaylar dizisi resmin sabah-öğle-akşam yerleştirmesiyle sunuluyor. Sol bölümde bir dizi asker sabah pusunda savaşa doğru yürüyorlar. Savaşın bütün korkunç sonuçları ahşap orta panelde canlandırılıyor. Gaz maskeli bir asker, birliğinden kalan tek kişi, yıkık bir köprünün altında çökmüş, köprü demirlerine bir ceset saplanmış. Arka plandaki sahnede siperlerin, bomba deliklerinin yarattığı görünümün yerleştirilmesi Isenheim mihrap resminin orta bölümünü akla getiriyor. Sağ bölümde cehennemden kaçan ve yaralı bir yoldaşını kurtamayı başaran Dix’in kendisi yer alıyor. Resmin alt bölümünde ölü gibi uyuyan yorgun askerler imajıyla bir dinginlik yansıtılıyor. Dix’in ortaçağ mihrap resmi formunu kullanma kararı dikkatle düşünülmüş bir karardı. Amacı dinsel “çarmıha gerilme” düşüncesiyle çağdaş insanın “laik şehitliği” arasında bir benzeşme kurmaktı. Resmin yapısı için Isenheim mihrap resmi örnek alınmış ama içeriği tümüyle Dix’in imgelemi. Cehennemin dünyevi sonsuzluğu duygusunu uyandıran bir dönüşlü olaylar dizisi resmin sabah-öğle-akşam yerleştirmesiyle sunuluyor. Sol bölümde bir dizi asker sabah pusunda savaşa doğru yürüyorlar. Savaşın bütün korkunç sonuçları ahşap orta panelde canlandırılıyor. Gaz maskeli bir asker, birliğinden kalan tek kişi, yıkık bir köprünün altında çökmüş, köprü demirlerine bir ceset saplanmış. Arka plandaki sahnede siperlerin, bomba deliklerinin yarattığı görünümün yerleştirilmesi Isenheim mihrap resminin orta bölümünü akla getiriyor. Sağ bölümde cehennemden kaçan ve yaralı bir yoldaşını kurtamayı başaran Dix’in kendisi yer alıyor. Resmin alt bölümünde ölü gibi uyuyan yorgun askerler imajıyla bir dinginlik yansıtılıyor.
 +
 1919’da Dresden’e giden Dix 1922’ye kadar orada kaldı. Bu dönemde Fritz Müller, Pieschen’li denizci (1919), Kibrit Satıcısı I (1920), Şövalyeler için Mihrap (1920), Brüksel’deki Aynalı Salonlardan Anı tablolarını yaptı. Kağıt Oynayanlar, Prager Caddesi, Barikat (hepsi 1920 tarihli) savaşı vahşi bir fars gibi gösteriyor. İnsanın, insana karşı insanlıkdışı (davranışının gerçeğini açıkça sergileyen kötü niyetli oyunlarını oynarkenki hayvanlığına Dix’in verdiği karşılık acı bir alay. Cehennemden yeni kurtulan biri için hiç de şaşırtıcı bir horgörme değil. Dixn’in acı grotesk mizahı Dadaistlerin bütün olumlu değerleri ve idealleri hor görerek reddedişlerine bir kesinlik katıyor. Kağıt Oynayanlar’daki oyuncular, eskiden Dresden’in en şık alışveriş caddelerinden biri olan Prager Caddesi’ndeki sakatlar, insan döküntülerinden artakalan parçalarından bir araya getirilerek yapılmış mekanik kuklalara benziyorlar. Dix Prager Caddesi’ndeki takma kollu, takma bacaklı savaş sakatı figürlerle onların arkasındaki alçı vitrin mankenler arasında çok güzel bir görsel benzerlik kuruyor. 1919’da Dresden’e giden Dix 1922’ye kadar orada kaldı. Bu dönemde Fritz Müller, Pieschen’li denizci (1919), Kibrit Satıcısı I (1920), Şövalyeler için Mihrap (1920), Brüksel’deki Aynalı Salonlardan Anı tablolarını yaptı. Kağıt Oynayanlar, Prager Caddesi, Barikat (hepsi 1920 tarihli) savaşı vahşi bir fars gibi gösteriyor. İnsanın, insana karşı insanlıkdışı (davranışının gerçeğini açıkça sergileyen kötü niyetli oyunlarını oynarkenki hayvanlığına Dix’in verdiği karşılık acı bir alay. Cehennemden yeni kurtulan biri için hiç de şaşırtıcı bir horgörme değil. Dixn’in acı grotesk mizahı Dadaistlerin bütün olumlu değerleri ve idealleri hor görerek reddedişlerine bir kesinlik katıyor. Kağıt Oynayanlar’daki oyuncular, eskiden Dresden’in en şık alışveriş caddelerinden biri olan Prager Caddesi’ndeki sakatlar, insan döküntülerinden artakalan parçalarından bir araya getirilerek yapılmış mekanik kuklalara benziyorlar. Dix Prager Caddesi’ndeki takma kollu, takma bacaklı savaş sakatı figürlerle onların arkasındaki alçı vitrin mankenler arasında çok güzel bir görsel benzerlik kuruyor.
  
kim_kimdir/otto-dix.txt · Son değiştirilme: 2021/07/28 12:24 (Dışarıdan düzenle)