Bu, dökümanın eski bir sürümüdür!
Umberto Eco'nun orijinal adı 'Opera Aperta
' (İt
.)olan kitabıdır.
Kitap Eco'nun bir araya getirilmiş denemelerinden oluşur. Kitabın ilk denemesi olan “Açık Yapıt Poetikası” başlıklı denemede, Eco aynı zamanda bir kavram olarak da Açık Yapıt'tan söz eder.
Eco, Açık Yapıt'ı açıklama yoluna avangard müzikten başlar. Avangard müziğin önemli isimleri Karlheinz Stockhausen, Luciano Berio, Henri Pousseur ve Pierre Boulez'in eserlerinden örnek vererek, kavramın tam açıklamasına girmeden önce bu tür müziklerle geleneksel müzikler arasındaki yapı ve yaklaşım farklarına dikkat çeker. Kabaca tanımlı ses birimlerinin bir araya getirilip dinleyiciye sunulmasından oluşan gelenesel müziğe karşın, örneklendirilen bu çalışmalar tanımlı ve sonlu iletilerden, teksesli düzenlenmiş formlardan oluşmaz.Bu çalışmalar kendi içinde ritmik tekrarları içermezler ve söz edildiği anlamda tamamlanmış yapıtlar değillerdir. Nihayetinde öğeleri dağınıktır ve bu eksen üzerinde yorumcularının kendi inisiyatifleriyle oluşturabilecekleri bir plan imkânı da sunarlar. Dolayısıyla birer “Açık Yapıt” örneğidirler.
Ancak Eco'nun kavramın daha belirli kısımlarına ulaşmadan önce altını çizdiği önemli bir nokta da kavramın/buradaki “açıklık”ın, geleneksel anlamlarıyla karıştırılmaması ve kastedilen “Açık Yapıt”ın farklılıkların anlaşılmasının önemi üzerinde durmasıdır.Eco'ya göre “bir sanat yapıtı, biricikliği çerçevesinde, dengeli bir organik bütün olarak tamam ve kapalı
;aynı zamanda da özgünlüğünü zedelemeden pek çok farklı biçimde algılanıp, yorumlanmaya elverişli olmasıyla açık
yapıdadır. Böylece bir yapıtın her algılanışı onun hem bir yorumu hem de bir performansıdır, çünkü yapıt her algılanışında yepyeni bir perspektife kavuşur. 1)
Eco, bildiğimiz anlamda “açıklık”ın tarifi için Barok Çağ'ın açık formlarından, Dante'den, Mallarmé'den, James Joyce'tan (Ulysses ve Finnegans Wake), kısmen Brecht'in epik tiyatro'sundan örnekler verir. Özellikle Mallermé'nin bitmemiş yapıtı “”le Livre“ bu izahta temellerden birini oluşturur. Eco bu detaylardan giderek ”hareketli yapıt“ kavramına da ulaşır ve şu şekilde özetler:
Demek ki gördüklerimiz şunlardır:
türün tipi
olarak “hareketli yapıt” gibi) organik olarak tamamlanmış olmalarına rağmen, izleyicinin gelen uyarının bütününü algılama edimi sırasında ortaya çıkartacağı iç ilişkilerin sürekli yaratılmasına “açık” yapıtlar vardır.