Bu, dökümanın eski bir sürümüdür!
İş kelimesinin sözlük anlamları;
1 . Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma:
2 . Bir değer yaratan emek.
3 . Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev:
4 . Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü.
5 . Kamu yararına yapılan işler.
6 . Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma.
7 . Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek:
8 . İş yeri
9 . Ticari anlaşma, alışveriş.
10 . Herhangi bir maksatla kurulan düzen:
11 . Bazı deyimlerde “yarar, çıkar” anlamında kullanılan bir söz.
12 . Yapılan şey, davranış.
13 . Nakış, örgü gibi elde yapılan şey:
14 . Emek, işçilik, ustalık.
15 . İşlem.
16 . Sorun, konu, mesele, maslahat:
17 . Gizli sebep veya maksat:
18 . Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış.
19 . fizik Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç.
tasar: Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan
tasarı: -Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim, proje,
Hukuk, Hukuki bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul veya organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha.
tasarım: 1- Zihinde canlandırılan biçim.
2- Tasar çizim, dizayn.
3- Felsefe Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası.
tasa: 1-Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam:
2- Psikoloji Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu.
tas: 1- Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap.
2- Sıfat Bu kabın alacağı miktarda olan.
3- Başa giyilen metal koruyucu:
İşar: yazı ile bildirme
İşa: karanlığın bastığı vakit, akşam, gece
İşaa(t): yayma, herkese duyurma. duyulmamış bir şeyin duyulmasına yol açma. işaa etmek: yaymak, herkese duyurmak
İşaret: Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im.
Belirti, gösterge, levha, tabela, alamet.
El, yüz hareketleriyle gösterme