serkan_isin

her şeyden kuşku duyabilme özgürlüğünü elde etmen zor olmayacak çünkü kuşkunun kendisinden kuşku duyabilmenin bir yolu yok.



serkan_isin

evrenin nüfuz edemeyeceği bir aralığa nasıl girebilir kişi? (Descartes yorumu olarak ulus Baker'in sorusu bu)



serkan_isin

başarı mitinin gölgesinde katrankara yıllar saatler. ışıldayan şey hırsın köksüz neolojisi.



serkan_isin

yazmayanlar arasında geçen her gün, cehennem ile karşılaştırılabilir özünde. çünkü orada da yazılmayacaktır nihayetinde.



serkan_isin

yazmama materyalizmi hepimizi kurtaracak eylemsizlik şeysi.



serkan_isin

ürettiğin yazı hiç bir anlamda hiç bir yeniden kullanıma izin vermeyecek, sadece kırılmaya parçalanmaya yarayacak ki yazar olasın.



serkan_isin

yazı ya da şiir amelesinin normal emekçiden hiç bir farkı yok şu noktada. burjuvaca bir şey belki bu bakış fakat yazan için tek yol red.



serkan_isin

yazamadıklarımın yazmayı reddettiklerimin yapıntısıyım.



serkan_isin

yazamayanları, yazmayanları, bırakanları ile hatırlanacak en yeni kuşak olacağız muhtemelen. bunu da yazmayacaklar gerçi.



serkan_isin

yazmamayı seçmek, seçebilmek, bizim kuşağın en önemli -hadi gönlünüz olsun türk şiiri içindeki- en önemli numarası olacaktır.