Kalıcı bağlantısepp tarafından 31. Ocak 2010 - 15:48 tarihinde gönderildi
1959 Buenos Aires doğumlu. Buenos Aires Üniversitesi Mimarlık bölümünü bitirmiş. Arjantinli önemli bir sanatçı olan Juan Doffo atölyesinde bir tasarımcı olarak çalışmış, görsellik ve yazma ile ilgili seminerlere katılmış. 1998 yılında fotoğrafın sanatsal bir ifade olarak kullanılması üzerine çalışmalar yapmaya başlamış. Çalışmaları Arjantin, İsrail, Amerika ve Brezilya’da çeşitli kataloglar, dergiler ve kitap kapaklarında kullanılmış. Aynı zamanda görsel iletişim ve yaratıcılık eğitmeniymiş. 6 yıl İsrail-Haifa’da yaşadıktan sonra 2008’de Amerika’ya geri dönmüş ve orada yaşıyor.
Borges’in şu dizeleriyle başladığı
library books have no words
when I open them they come up
bu çalışmayla ilgili söylediklerine (kabaca ve eksikli olabilir) şöyle bakabiliriz:
“İsrail’de, Arjantinli bir göçmen olarak bilmediğim bir dilin konuşulduğu yerde yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldım. Kendi İspanyolca ve İbranice sözlüğümün her sayfasını fotoğraflamaya başladım. Sanki o sayfalar, gidilebilecek bir yer ya da keşfedebilecek güzel bir beden gibi bir dünya olabilirdi ve ışık aracılığıyla bana anlamlarını verebilirdi.
Bu keşif sırasında çok garip bir şey oldu ve bir gün sokak ortasında bırakılmış yirmi tane kitap buldum. Almanca olarak basılmışlardı ve 19.yy edisyonuydular.
Caddelerden, plajlardan hatta çöpten bile kurtardığım çok daha fazla sayıda kitabı da bu sürece dahil ettim. Basit bir kitap açma hareketinde, onların dilini anlamasam bile içinde olabilecek bir karşılaşma, hatıra, bir yolculuk ya da ayna ile duygusal ve duyusal bir deneyim aradım onları fotoğraflayarak.
Topladığım kitapların çoğu 1800 sonları ile 20. yüzyılın ilk yarısına aitti. Dünyanın her yerinden geliyorlardı ve İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalik, Almanca, Rusça, Romence, Lehçe, İbranice ve Arapça olarak yazılmışlardı.
Son dört yıl içinde klasik ve yazarı bilinmeyen tiyatro, roman, deneme, sözlük, felsefe ve şiir içeren kitaplardan oluşan tuhaf ve özel bir kütüphane oluştu. Onların mekansal ve görsel koodinatlarına odaklandım: Açık sayfaları, kapakları, biçimleri ve dokuları, tipografileri ve baskı dillerini kendi imajlarım aracılığıyla kitapların kendi hikayelerinden bazı fragmanlara ulaşmak ve maddi ve manevi birleşimlerinin niteliğini ortaya koymak için.
Kitaplar okunamayacaksa bile, bir fotoğrafçı olarak, keşfin ve esinlenmenin bir tür açık diyaloğu için kendimi hazırladım.
Bugün kitapların çoğunun sanal hale geldiğini ve kitapların ortadan kalkacağına dair pek çok kehanetin olduğunu biliyoruz. Ben bu bakışta aksi bir şey görmüyorum. Buna rağmen, Tomás Eloy Martínez’in yazdığı gibi kitabın 550 yıl öncesinde olduğu gibi direneceğine çünkü birisinin her zaman yazarla daha yakın ilişki kurmak amacıyla onların sayfalarını açmayı seçeceğine ya da tercih edeceğine inanıyorum.
Yorumlar
Liliana Gelman - The Library
1959 Buenos Aires doğumlu. Buenos Aires Üniversitesi Mimarlık bölümünü bitirmiş. Arjantinli önemli bir sanatçı olan Juan Doffo atölyesinde bir tasarımcı olarak çalışmış, görsellik ve yazma ile ilgili seminerlere katılmış. 1998 yılında fotoğrafın sanatsal bir ifade olarak kullanılması üzerine çalışmalar yapmaya başlamış. Çalışmaları Arjantin, İsrail, Amerika ve Brezilya’da çeşitli kataloglar, dergiler ve kitap kapaklarında kullanılmış. Aynı zamanda görsel iletişim ve yaratıcılık eğitmeniymiş. 6 yıl İsrail-Haifa’da yaşadıktan sonra 2008’de Amerika’ya geri dönmüş ve orada yaşıyor.
Borges’in şu dizeleriyle başladığı
library books have no words when I open them they come up
bu çalışmayla ilgili söylediklerine (kabaca ve eksikli olabilir) şöyle bakabiliriz:
“İsrail’de, Arjantinli bir göçmen olarak bilmediğim bir dilin konuşulduğu yerde yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldım. Kendi İspanyolca ve İbranice sözlüğümün her sayfasını fotoğraflamaya başladım. Sanki o sayfalar, gidilebilecek bir yer ya da keşfedebilecek güzel bir beden gibi bir dünya olabilirdi ve ışık aracılığıyla bana anlamlarını verebilirdi.
Bu keşif sırasında çok garip bir şey oldu ve bir gün sokak ortasında bırakılmış yirmi tane kitap buldum. Almanca olarak basılmışlardı ve 19.yy edisyonuydular.
Caddelerden, plajlardan hatta çöpten bile kurtardığım çok daha fazla sayıda kitabı da bu sürece dahil ettim. Basit bir kitap açma hareketinde, onların dilini anlamasam bile içinde olabilecek bir karşılaşma, hatıra, bir yolculuk ya da ayna ile duygusal ve duyusal bir deneyim aradım onları fotoğraflayarak.
Topladığım kitapların çoğu 1800 sonları ile 20. yüzyılın ilk yarısına aitti. Dünyanın her yerinden geliyorlardı ve İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalik, Almanca, Rusça, Romence, Lehçe, İbranice ve Arapça olarak yazılmışlardı.
Son dört yıl içinde klasik ve yazarı bilinmeyen tiyatro, roman, deneme, sözlük, felsefe ve şiir içeren kitaplardan oluşan tuhaf ve özel bir kütüphane oluştu. Onların mekansal ve görsel koodinatlarına odaklandım: Açık sayfaları, kapakları, biçimleri ve dokuları, tipografileri ve baskı dillerini kendi imajlarım aracılığıyla kitapların kendi hikayelerinden bazı fragmanlara ulaşmak ve maddi ve manevi birleşimlerinin niteliğini ortaya koymak için.
Kitaplar okunamayacaksa bile, bir fotoğrafçı olarak, keşfin ve esinlenmenin bir tür açık diyaloğu için kendimi hazırladım.
Bugün kitapların çoğunun sanal hale geldiğini ve kitapların ortadan kalkacağına dair pek çok kehanetin olduğunu biliyoruz. Ben bu bakışta aksi bir şey görmüyorum. Buna rağmen, Tomás Eloy Martínez’in yazdığı gibi kitabın 550 yıl öncesinde olduğu gibi direneceğine çünkü birisinin her zaman yazarla daha yakın ilişki kurmak amacıyla onların sayfalarını açmayı seçeceğine ya da tercih edeceğine inanıyorum.
Liliana Gelman Haifa, ilkbahar 2006
http://www.lilianage...