Kalıcı bağlantıliman tarafından 20. Şubat 2009 - 22:13 tarihinde gönderildi
"Dizzy Maç Sırasında Ufo getirir" adlı işte benim dikkatimi çeken, görsel şiir örneklerinde genel olarak gördüğümüz metinsel öğelerin bir görüntü olarak ortaya konulması ya da deforme edilmesinin aksine, bu işte bir görüntünün hatta hareketli bir görüntünün (bkz:Fifa),bir metinsel öğe olarak deformasyonu, bunun da yine görüntünün ilkel bir çağrışımı olan bir başka görüntü ile sağlanması ve diğer taraftan metinsel birimlerin birer nesneye (klavye dizilimi) dönüşme "eğilimi" ile, nesneden imgeye doğru gelen öğelerle imgeden nesneye doğru gelen öğelerin yolda çarpışması. (Tipografinin bilgisayar ve ben olarak ikiye ayrılması da çarpışmayı hızlandırır, benim elle yazdıklarımın yazılmış olduğunu kanıtlamak nisbeten zordur). Bunun görsel şiirle ilgisi nedir? Ben Serkan Işın'ın "görsel şiirle yapılabileni başka türlü yapamıyorsunuz" savından hareketle böyle bir ilgi kurabilirim "şimdilik". İş'in göndermede bulunduğu hiçbir şey önemli olmaksızın (yapılsa nolur yapılmasa nolur denebilir buna itirazım yok fakat) bunun konvansiyonel bir şiirle yapılamayacağını düşünüyorum.
Kalıcı bağlantıliman tarafından 12. Mart 2009 - 23:41 tarihinde gönderildi
Çarpışma dediğim şeyi biraz daha irdelemek istiyorum. Hareketli bir görüntünün bir metin olarak bozunumu, hareketsiz bir görüntü ortaya çıkarmıyor, sadece bağıl hız gereği hareketsiz bir görünüm ortaya çıkarıyor. Bu da iş'i oluşturan parçaların düzlemsel değil zamansal konumlanabildiğini gösterir. (deformasyonun sayfa düzeninden sayfa zamanlamasına sıçraması. Burada sayfa, filmin bir karesi değil, filmin kendisi gibi düşünülmeli) İş'in "EA Sports" bölümü yerine Fifa'nın "EA Sports" animasyonunun getirildiği bir gif dosyası olarak kaydedildiğini düşünelim. Bağıl hız ne olurdu. Tanımsız olurdu. Çünkü imge-nesne arasındaki yol, nesnenin kendi mekansal-somut-pixellerarası yolculuğuna başlamasıyla ortadan kalkardı. Üstelik bu somut alan, nesneye deneyimlenebilirliği olmayan bir çizgisel hareket sağlayabilirdi (ya da bu çizgiselliğe saplanmasına neden olabilirdi?). Gif biçiminin sonsuz devinimi de ancak üst üste paralel çizgiler çizebilirdi. Bu açıdan Görsel İş, sadece sahip olduğu "metnin ulaşamayacağı imkânlar"ıyla değil, sahip olamadığı ve metin için söz-konusu bile olmayan imkânlarla konvansiyonel şiirden ayrılmaktadır.
Kalıcı bağlantıserkan_isin tarafından 23. Ağustos 2009 - 22:46 tarihinde gönderildi
uzun zamandır bu işler için bir fikir beyan etmedim. etmem de gerekmiyor gerçi ama, sanıyorum bütün o çabalardan sonra işi birilerinin ciddiye alıp, üretiyor olması güzel. bu serinin bütün o tartışmalardan sonra gelmesi de ayrıca güzel. diyeceğim o ki, insana cesaret de vermiyor değil.
liman'ın bu işlerle ilgili bu site ahalisinden fazla tepki gelmemesine şaşırdığını da düşünüyorum ama kendi adıma tepki ya da etki, bu durumlarda diğerlerini cesaretlendirmekle ilgili. onu da büyük oranda gerçekleştirdiğini düşünüyorum.
ayrıca teorik olarak söylediklerimizin, çoğu kez işe yaradığını da hesap ediyorum, liman'ın ne kadar dikkate alıp almadığını bilmesem de.
bir de şu var. görsel şiir sizin ürettiğiniz şeydir arkadaşlar. lütfen üretiniz. size verilen tüm imkanları sadece dizelerle kullanmak zorunda değilsiniz. mecralar, yazı, gösterge, amblem, logo, çizik, hata, error sayfası..hepsi şiirsel anlamda bir birim olarak yapıya katılabilir. resmi olan şey dize ise, bunun karşısında olan herşey de başka türlü bir şiirin kuruluşu için kullanılabilir. bunu yıllardır söylüyoruz.
ha deneyin sonunda size büyük şair diyecekler mi? bilmiyorum. arkamızda, etrafımızda öyle bir sınıf yok. ben çalıştığım yerde uzun uzun dada korkutu birilerine anlattım, tane tane sakince. ama yine de ister dizeli, ister dizesiz olsun şiir, okurun kafasında canlandırdığı şey. fakat okumayı, okuma kavramını prangalarından kurtarmak bu kuşağın işidir.
Kalıcı bağlantıliman tarafından 24. Ağustos 2009 - 7:13 tarihinde gönderildi
Merhaba;
Heves 16'daki "göstergeler düzenine saldırmak" başlıklı yazıyı okuduktan sonra görsel şiire ilgi duymaya başladım. Siteye ilk gönderdiğim işte de görülebilir bu. Daha sonra sitede karşılaştığım "semiyotik gerilla savaşı" yazısı, bana söz konusu saldırı için doğru adreste olduğumu gösterdi. Üstübal'ın siyahi'deki yazısı ise gerek olumlu gerekse tereddütlü noktalarda, başlangıçtaki bakış açımı pekiştiren bir yazıydı.
Heves'teki yazıda sık sık adı geçen dadacı raoul hausmann'ın optofonetik şiiri de dizgeye saldırı ile görsel şiir arasında kurduğum kuramsal bağıntıyı bütünlüklü hale getiren duraklardan biridir. Hausmann, şiirlerini "dilbilimsel ve kavramsal temellerle biçimlenen optik bir konstrüksiyon" olarak tanımlarken, "görselleştirme"nin yetersizliğin de bahseder. İlk yaptığım birkaç işin bu görselleştirmenin kurbanı olduğu doğrudur. Fakat görsel şiiri, fotoşopu açıp bir iki şekil çizmekten ibaret bir şey zannedenlere gerçekten acıyorum. İş'in kavramsal derinliğini göremeyip ona biçimciliğin en ilkel biçimiyle (ultra eşsüremlilik ve mikro-içkinlik) yaklaştıkları halde biçimciliğe karşı atıp tutanlar acınacak haldeler çünkü.
Yaptığım şeylerin birer "şiir" olduğunu düşünmemde/ileri sürmemde ise roland barthes'ın etkisi büyüktür. (Görsel şiirle ilgili, barthes'ın da adının geçtiği Gökçen Ertuğrul ve Hayriye Ünal yazılarından bağımsız bir etki. Bu yazıları daha sonra okudum) Barthes, saussure'ün tam tersine, göstergebilimi dilbilimin bir alt dalı olarak görüyor. Bu açıdan ç, gerçekten uçamayan bir balon olabileceği gibi, uçamayan bir balon da ç olabilir. Fakat ne ilginçtir ki dilin kuşatıcılığını anlamadıkları için bunun şiir olduğuna itiraz edenler, uzlaşılmış sınırlarıyla kabul ettiğimiz dili bile şiirin bir meselesi olarak ele alamayan kişiler oluyor genelde. Tabii, görsel iş'in görsel estetiğini, şiir için tek sorun olarak görenleri de ayrıca tebrik etmeliyiz. Oysa o estetik, cehennemin reklam bölümünden başka bir şey değil.
Kalıcı bağlantısoyluçekimser tarafından 16. Şubat 2010 - 12:24 tarihinde gönderildi
"herkesin ironi olduğunu anlayabileceği ironi, ironidir" buna göre. (A)
herkesin ironi olduğunu anlayabileceği ironi,aslında ironi olmamalıdır. (B)
B doğru ise A yanlıştır. A yanlış ise "hiçkimsenin ironi olduğunu anlamadığı ironi, ironi değildir (C) önermesi de yanlıştır. yani ki şahsi bir şey olduğu için ironi (umumiyetle şahsiyetsizlerin yaptığı bir şey olarak da tekarar düşünürsek) bu tarz ironiye kapalı ironi denir. kurbansız ironi. tek kişilik cinayet yani intihardır bu. gerçekte intihar edemeyen öddleklerin bu yolla intihar etmesi ne ironik yarabbim.
Kalıcı bağlantıserkan_isin tarafından 16. Şubat 2010 - 12:34 tarihinde gönderildi
ironi ve herkes ifadeleri yan yana geldiği anda ben emniyetini açıyorum elimdeki ışın kılıcının. ironi ifadesinin kökü zaten bir yerinden "iki yüzlü, duygularını saklayan"a bağlanıyor ve konuşma ile ilgili. bence anlamayan bir taraf illa ki olmalı ki o taraf bütün herkestir.
Yorumlar
"Dizzy Maç Sırasında Ufo
"Dizzy Maç Sırasında Ufo getirir" adlı işte benim dikkatimi çeken, görsel şiir örneklerinde genel olarak gördüğümüz metinsel öğelerin bir görüntü olarak ortaya konulması ya da deforme edilmesinin aksine, bu işte bir görüntünün hatta hareketli bir görüntünün (bkz:Fifa),bir metinsel öğe olarak deformasyonu, bunun da yine görüntünün ilkel bir çağrışımı olan bir başka görüntü ile sağlanması ve diğer taraftan metinsel birimlerin birer nesneye (klavye dizilimi) dönüşme "eğilimi" ile, nesneden imgeye doğru gelen öğelerle imgeden nesneye doğru gelen öğelerin yolda çarpışması. (Tipografinin bilgisayar ve ben olarak ikiye ayrılması da çarpışmayı hızlandırır, benim elle yazdıklarımın yazılmış olduğunu kanıtlamak nisbeten zordur). Bunun görsel şiirle ilgisi nedir? Ben Serkan Işın'ın "görsel şiirle yapılabileni başka türlü yapamıyorsunuz" savından hareketle böyle bir ilgi kurabilirim "şimdilik". İş'in göndermede bulunduğu hiçbir şey önemli olmaksızın (yapılsa nolur yapılmasa nolur denebilir buna itirazım yok fakat) bunun konvansiyonel bir şiirle yapılamayacağını düşünüyorum.
Çarpışma dediğim şeyi biraz
Çarpışma dediğim şeyi biraz daha irdelemek istiyorum. Hareketli bir görüntünün bir metin olarak bozunumu, hareketsiz bir görüntü ortaya çıkarmıyor, sadece bağıl hız gereği hareketsiz bir görünüm ortaya çıkarıyor. Bu da iş'i oluşturan parçaların düzlemsel değil zamansal konumlanabildiğini gösterir. (deformasyonun sayfa düzeninden sayfa zamanlamasına sıçraması. Burada sayfa, filmin bir karesi değil, filmin kendisi gibi düşünülmeli) İş'in "EA Sports" bölümü yerine Fifa'nın "EA Sports" animasyonunun getirildiği bir gif dosyası olarak kaydedildiğini düşünelim. Bağıl hız ne olurdu. Tanımsız olurdu. Çünkü imge-nesne arasındaki yol, nesnenin kendi mekansal-somut-pixellerarası yolculuğuna başlamasıyla ortadan kalkardı. Üstelik bu somut alan, nesneye deneyimlenebilirliği olmayan bir çizgisel hareket sağlayabilirdi (ya da bu çizgiselliğe saplanmasına neden olabilirdi?). Gif biçiminin sonsuz devinimi de ancak üst üste paralel çizgiler çizebilirdi. Bu açıdan Görsel İş, sadece sahip olduğu "metnin ulaşamayacağı imkânlar"ıyla değil, sahip olamadığı ve metin için söz-konusu bile olmayan imkânlarla konvansiyonel şiirden ayrılmaktadır.
ikinci dalga
uzun zamandır bu işler için bir fikir beyan etmedim. etmem de gerekmiyor gerçi ama, sanıyorum bütün o çabalardan sonra işi birilerinin ciddiye alıp, üretiyor olması güzel. bu serinin bütün o tartışmalardan sonra gelmesi de ayrıca güzel. diyeceğim o ki, insana cesaret de vermiyor değil.
liman'ın bu işlerle ilgili bu site ahalisinden fazla tepki gelmemesine şaşırdığını da düşünüyorum ama kendi adıma tepki ya da etki, bu durumlarda diğerlerini cesaretlendirmekle ilgili. onu da büyük oranda gerçekleştirdiğini düşünüyorum.
ayrıca teorik olarak söylediklerimizin, çoğu kez işe yaradığını da hesap ediyorum, liman'ın ne kadar dikkate alıp almadığını bilmesem de.
bir de şu var. görsel şiir sizin ürettiğiniz şeydir arkadaşlar. lütfen üretiniz. size verilen tüm imkanları sadece dizelerle kullanmak zorunda değilsiniz. mecralar, yazı, gösterge, amblem, logo, çizik, hata, error sayfası..hepsi şiirsel anlamda bir birim olarak yapıya katılabilir. resmi olan şey dize ise, bunun karşısında olan herşey de başka türlü bir şiirin kuruluşu için kullanılabilir. bunu yıllardır söylüyoruz.
ha deneyin sonunda size büyük şair diyecekler mi? bilmiyorum. arkamızda, etrafımızda öyle bir sınıf yok. ben çalıştığım yerde uzun uzun dada korkutu birilerine anlattım, tane tane sakince. ama yine de ister dizeli, ister dizesiz olsun şiir, okurun kafasında canlandırdığı şey. fakat okumayı, okuma kavramını prangalarından kurtarmak bu kuşağın işidir.
Merhaba; Heves 16'daki
Merhaba;
Heves 16'daki "göstergeler düzenine saldırmak" başlıklı yazıyı okuduktan sonra görsel şiire ilgi duymaya başladım. Siteye ilk gönderdiğim işte de görülebilir bu. Daha sonra sitede karşılaştığım "semiyotik gerilla savaşı" yazısı, bana söz konusu saldırı için doğru adreste olduğumu gösterdi. Üstübal'ın siyahi'deki yazısı ise gerek olumlu gerekse tereddütlü noktalarda, başlangıçtaki bakış açımı pekiştiren bir yazıydı.
Heves'teki yazıda sık sık adı geçen dadacı raoul hausmann'ın optofonetik şiiri de dizgeye saldırı ile görsel şiir arasında kurduğum kuramsal bağıntıyı bütünlüklü hale getiren duraklardan biridir. Hausmann, şiirlerini "dilbilimsel ve kavramsal temellerle biçimlenen optik bir konstrüksiyon" olarak tanımlarken, "görselleştirme"nin yetersizliğin de bahseder. İlk yaptığım birkaç işin bu görselleştirmenin kurbanı olduğu doğrudur. Fakat görsel şiiri, fotoşopu açıp bir iki şekil çizmekten ibaret bir şey zannedenlere gerçekten acıyorum. İş'in kavramsal derinliğini göremeyip ona biçimciliğin en ilkel biçimiyle (ultra eşsüremlilik ve mikro-içkinlik) yaklaştıkları halde biçimciliğe karşı atıp tutanlar acınacak haldeler çünkü.
Yaptığım şeylerin birer "şiir" olduğunu düşünmemde/ileri sürmemde ise roland barthes'ın etkisi büyüktür. (Görsel şiirle ilgili, barthes'ın da adının geçtiği Gökçen Ertuğrul ve Hayriye Ünal yazılarından bağımsız bir etki. Bu yazıları daha sonra okudum) Barthes, saussure'ün tam tersine, göstergebilimi dilbilimin bir alt dalı olarak görüyor. Bu açıdan ç, gerçekten uçamayan bir balon olabileceği gibi, uçamayan bir balon da ç olabilir. Fakat ne ilginçtir ki dilin kuşatıcılığını anlamadıkları için bunun şiir olduğuna itiraz edenler, uzlaşılmış sınırlarıyla kabul ettiğimiz dili bile şiirin bir meselesi olarak ele alamayan kişiler oluyor genelde. Tabii, görsel iş'in görsel estetiğini, şiir için tek sorun olarak görenleri de ayrıca tebrik etmeliyiz. Oysa o estetik, cehennemin reklam bölümünden başka bir şey değil.
liman'ın işleri
façası düzgün. aleme uygun. racona müsait. iyi.
hiç kimsenin ironi olduğunu
hiç kimsenin ironi olduğunu anlamadığı ironi, ironi değildir. bizi kendimizden bile kurtaran ironi, en başta ironisti harcamıştır.
şegel paraboksu
"herkesin ironi olduğunu anlayabileceği ironi, ironidir" buna göre. (A) herkesin ironi olduğunu anlayabileceği ironi,aslında ironi olmamalıdır. (B) B doğru ise A yanlıştır. A yanlış ise "hiçkimsenin ironi olduğunu anlamadığı ironi, ironi değildir (C) önermesi de yanlıştır. yani ki şahsi bir şey olduğu için ironi (umumiyetle şahsiyetsizlerin yaptığı bir şey olarak da tekarar düşünürsek) bu tarz ironiye kapalı ironi denir. kurbansız ironi. tek kişilik cinayet yani intihardır bu. gerçekte intihar edemeyen öddleklerin bu yolla intihar etmesi ne ironik yarabbim.
herkes
ironi ve herkes ifadeleri yan yana geldiği anda ben emniyetini açıyorum elimdeki ışın kılıcının. ironi ifadesinin kökü zaten bir yerinden "iki yüzlü, duygularını saklayan"a bağlanıyor ve konuşma ile ilgili. bence anlamayan bir taraf illa ki olmalı ki o taraf bütün herkestir.