somut şiir: biçimlerin eleştirel evriminin ürünü. biçimsel bir ritim öğesi olarak dizenin tarihsel devrinin kapandığını farz edersek, somut şiir, grafik uzamın yapısal bir etken gibi varsayılmasıyla yola çıkıyor. belirlenmiş uzam: salt doğrusal zamanlı bir oluşum yerine zamansal-uzamsal bir yapı. bu nedenle ideogram kavramı önemli, ya ne genel anlamda uzamsal veya görsel bir sözdizimi, ya da özel anlamda (fenollosa/pound) doğrudan-analojik, kıyaslanabilir temelli bir düzenleme yöntemi, öğelerin mantıksal-söylemsel bir yanyana konulması değil. [toc hidden:1]
somut şiir: biçimlerin eleştirel evriminin ürünü. biçimsel bir ritim öğesi olarak dizenin tarihsel devrinin kapandığını farz edersek, somut şiir, grafik uzamın yapısal bir etken gibi varsayılmasıyla yola çıkıyor. belirlenmiş uzam: salt doğrusal zamanlı bir oluşum yerine zamansal-uzamsal bir yapı. bu nedenle ideogram kavramı önemli, ya ne genel anlamda uzamsal veya görsel bir sözdizimi, ya da özel anlamda (fenollosa/pound) doğrudan-analojik, kıyaslanabilir temelli bir düzenleme yöntemi, öğelerin mantıksal-söylemsel bir yanyana konulması değil. “ll faut que notre intelligence s’habitue à comprendre synthético-idéographiquement au lieu de analytico –discursivement” (bizim anlayışımız analitik-söylemsellik yerine düşüncegrafikbileşimlerin -synthéticoidéographiquement- anlamaya daha alışkındır.) (Apollinaire).
eisenstein: ideogram ve montaj.
öncüler: Mallarme (bir zar atımı, 1897): ilk niteliksel sıçrama: "subdivisions prismatiques de l’idée" (düşüncenin çeşitli kolları); uzam "blancs" (beyazlıklar) ve düzenlemenin bağımsız öğeleri olarak tipografik araçlar. Pound (kantolar); ideogramik yöntem. joyce (ulysses and finnegans wake): kelime-ideogram; zaman ve uzamın tamamıyla nüfuz etmesi. apollinaire (kaligramlar): eylem yerine görünüm. fütürizm, dadacılık: sorunu yaşama dahil etme katkısı. brezilya da: oswald de andrade (1890-1954): “haplarda şiir tutanakları”. joão cabral de melo neto (1920 doğumlu—mühendis ve düzenlemenin psikolojisi ve de gelenek karşıtlığı). dolaysız anlatım. dizenin tutumluluğu ve işlevsel mimarisi.
somut şiir: zaman-uzamdaki nesne-kelime gerilimi. devingen yapı: hareketlere eşlik eden çokluk. böylece tanımı gereği bir zaman sanatı olan müziğe uzamın müdahalesi (webern takipçileri: boulez ve stockhausen; somut ve elektronik müzik); uzam sanatı olarak bilinen görsel sanatlara zamanın müdahalesi (mondrian ve onun boogie-woogie dizileri; max bill; albers ve kararsız algı; genel olarak somut sanat).
ideogram: sözsüz iletişim talebi. somut şiir kendi yapısını iletir, tebliğ eder: içerik-yapı. somut şiir, dışsal nesnelerin ya da azçok öznel duyguların yorumcusu değil, başlı başına bir nesnedir. kelime malzemesi (ses, görsel biçim, anlambilimsel görev). sorunsalı: malzemesinin işlevler-ilişkiler sorunu. yakınlık ve benzerlik etkenleri, geştalt psikolojisi. ritim: ilişkisel kuvvet. somut şiir, fonetik, sesbilimsel bir yapı ve analojik, karşılaştırılabilir bir sözdizimi kullanarak, kelimenin görselliğinden vazgeçmeden sözsüz iletişimin yararlarının yakalandığı ayrıksı dilbilimsel –sözselsesselgörsel- (verbivocovisual) bir alan üretir. somut şiirle bir üstiletişim (metacommunication) görüngüsü oluşur. sözlü ve sözsüz iletişimin rastlantısallığı ve eşanlılığı. şunu da not etmeliyiz: somut şiir içerik-yapıların, biçimlerin iletişimiyle alakalıdır, sıradan bir mesajın iletisiyle değil.
somut şiir dilin en küçük ortak bölenini amaçlar. bu yüzden adlandırmaya ve eylemleştirmeye eğilimlidir. “sözün somut araç gereci” (sapir). tecrit edilmiş denilen dillere (çince) benzemesi de bundan. “çin dilinin görünürdeki grammer varlığı görülse de içsel grameri çok daha fazladır.” (cassirer’den aktaran humboldt). çince, bütünüyle kelime dizgesini temel alan saf bir ilişkisel bir sözdizim önerir (fenollosa, sapir ve cassirer).
özdeşleşmeyi bekleyen özne ve biçim arasındaki çatışmaya, izomorfizm (eşbiçimcilik) diyoruz. özne-biçim eşbiçimciliğine koşut, devinimin ortaya çıktığı zaman-uzam eşbiçimliliği vardır birde. somut şiir pratiğinin ilk evresinde, eşbiçimcilik doğal görünümlerin devinimlerini taklit eden fizyonomiye (dış görünüme) meyl eder; organik, özgensel biçimin, düzenleme görüngübiliminin galebe çalması. daha sonraki evrede, eşbiçimcilik kendi saf hareketini çözümlemeye yönelir (esas anlamda devinim); bu aşamada geometrik biçimler ve düzenleme matematiği (makul bir akılcılık) galebe çalar.
somut şiir “soyut” için mücadelesini bırakarak, sonsuz göreceli olmayan çekim alanında kalıyor. rastlantının kronomikro metresi. kontrol. sibernetik. kendini tanzim eden bir makine olarak şiir: geribesleme, fidbek. hızlı iletişim (ima edilen yapının ve işlevselliğin sorunları) olumlu bir değer, ve kendi yapım klavuzu olarak şiire bağışlanıyor. somut şiir: dil öncesi topyekun sorumluluk. tam gerçekçilik. anlatımcı, öznel, hazcı şiire hayır. yetkin sorular koyup onları duyu dilinin kavramlarıyla çözmek. genel kelime sanatı. şiir-ürün: kullanışlı nesne.
1958 (noigandres 4)
Kaynak
özgün metinde de büyük harf kullanılmamıştır. “somut şiir için kullanma kılavuzu” noigandres grubunun 1950-1960 arasındaki kuramsal metinlerinin sentezlenmesiyle, intrateksi (içmetni) üretilerek yapılmıştır. grubun, augusto de campos, décio pignatari ve haroldo de campos’un eleştirel yazıları ve manifestoları somut şiirin teorisi: metinler, eleştiriler ve manifestolar 1950-1960, sao paulo, ınvenção yayınevi, 1965. (teoria da poesia concreta, textos críticos e manifestos 1950-1960, sao paulo, ediçãoes ınvenção, 1965) kitabının ilk cildine dahil edilmiştir.
Ubu.web
çeviren: ege berensel