Sözlü Kültür Yazılı Kültür: Bir tablo

Birincil sekmeler

İş

SÖZLÜ KÜLTÜR

- Ritüelin bir parçasıdır, ondan kaynaklanır. - Önce sözlü kültür doğmuştur. - Doğaldır. - Sözlüdür. - Yazarı yoktur, anonimdir. - Metinsizdir. - Ağızdan ağıza aktarılır, sözlü ezbere dayalıdır. - Değişebilir, çeşitlenebilir, sürekli akış ve dolaşım halindedir. - Toplumsal belleğe dayalıdır. - İki eyleyeni vardır: İcracı ve dinleyici - İcracı ve dinleyici arasında canlı iletişim vardır. - Dinleyicinin duygusal olarak olayla ve kahramanla özdeşleşmesi (mimesis) esastır: hazzı yaratan budur. - Üreten yalnız değildir. - Eleştirme, yeniden okuma vs. gibi amaçlarla anlatının başına geri dönmek mümkün değildir. - Sese dayalıdır. - Beden dili devreye girer. - Bireyleri bireyleştiricidir; toplumsaldır. - Kişileri daha az içine kapalı, dış dünyayla ve topluma açık kılar. - Kalıplıdır. - Tekrar ve ritm esastır. - Somut duruma bağlıdır. - Çözümleme, irdeleme yoktur.

YAZILI KÜLTÜR

- Sözlü kültürden sonra doğmuştur. - Yapaydır; yazı bir teknolojidir. - Yazılıdır. - Belirli bir yazarı vardır. - Metne bağlıdır. - Yazı yoluyle aktarılır. - Okuru değişebilirse de metin değişmez. - Bireysel belleğe dayalıdır. - İki eyleyeni vardır: yazar ve okur. - Yazar ve okur arasında varsayılmış (kurgulanmış) bir iletişim vardır. - Özdeşleşme kırılır. - Üreten yalnızdır. - Anlatının istenen bölümüne istenilen sıktıkta ve yoğunlukta geri dönülebilir. - Göze dayalıdır. - Kişileri bireyleştiricidir; içseldir. - Kişiyi kendi iç dünyasına döndürür. - Kalıpları yoktur; daha çeşitli ve esnektir. - Soyuttur. - Çözümeleme ve irdeleme vardır.

Gonca Gökalp Alpaslan (XIX. Yüzyıl Yazılı Anlatılarında Sözlü Kültür Etkileri, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002)

Yorumlar

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 7

‘yukarı’ dedin

Yazarı yoktur, anonimdir. - İki eyleyeni vardır: İcracı ve dinleyici türünden bir sözlü kültür tanımı oluşturulmuş ama peki o hatırlanan ve icra edilen şiirleri kim(ler) 'yarattı'? Ya da adları bir efsane gibi dolanan ozanlara ne oldu? İcracı şairler ikinci sınıf şairlerdi-çünkü kendileri oluşturmadıkları şiirleri sadece perform ediyorlardı- ama bir de bu icra edilen şiirleri oluşturan ve çoğu zaman usta-çırak ilişkisi içerisinde aday ozanları yetiştiren şairler olduğunu da unutmamak gerek. Ait olunmayana bakarken ikiliklere düşmemek zor...

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 18

‘yukarı’ dedin

Sözlü kültürü ritüellerle eşleyeceksek ki pek de yanlış olmaz:

Orada iki eyleyen yoktur. Eyleyen tektir. İcra eden ve dinleyen özdeştir aslında. Görünürdeki rol dağılımı, ritüeli tüketlerin tanrılaşırkenki duygularıyla ilgili. İcra etmediği varsayılan kişi aslında icra ettiği varsayılan kişiden farksızdır. İcra eden ve dinleyen ayrımı ritüel sonrası dönemde başlar.

Zaten bu ayrımdır Nietzsche'nin de canını sıkan.... Apollon dediği (ulamcı) usun çılgınlığı işte.