Blog yazarı olmanın anlamı ve yazınsal üretimin, bloglar içinde devamlılığını sağlamak üzerine düşünüyorum bir süredir. Bunun maddi olanaklarını ya da hep savunulageldiği gibi demokratik yapısını bir kenarda bırakırsak, diyaloğun kendini hangi koşullarda kuramadığını dert edindim sanırım.
Maddi Tarih'i incelerken benzer bir kaygıya tanık oldum. Bu kaygının, yazın dünyasının elektronik ortama iyice göç ettiği son yıllar açısından güncel ama aşılması zor bir kaygı olduğunu da biliyorum. Maddi Tarih, Defter’in izini sürüyor. Defter’i özleyenler için ve edimi sürekli ve geçişli kılma yönünde hassas davrananlar için incelenmesi gereken bir blog. Blog içinde, İskender Savaşır’ın iç sesi ya da iç sesten yola çıkarak, sorgulamak istediği diyalog mevzuu ilgimi çekti. Savaşır, blog yazmanın ve monologla diyalog arasındaki ilişkinin anlamı üzerine odaklanmış. Buradaki “12 Mart” ve “Başlarken” başlıklı yazılardan bahsediyorum.