Aramıza hoşgeldin!

Birincil sekmeler

Şiirimizin başkalarının hayatlarını ve gündeliklerini zerre kadar etkilemediğinden o kadar eminiz ki, kendimizi riyakarlığın katı sınırlarında gaz fazında buluyoruz. Uçuculuğumuzun cezbe olduğunu sandığımızdan olacak, yer ile temasımızın üfürükle enerjisi sağlanmış çeşitli havalardan mürekkep olduğunu hiç farkedemiyoruz. ile bağımızın kopuşunun bu noktada başlaması gerekir. Zaman ve mekan ilişkisinin kurulmasına karşı ters bir hareketi bize buldurmayan şiir, boşa harcanmış ATP'lere denk gelir. Çünkü sabah olmuştur ve tepelerdeki tüm canavarlar, hayaletler çoktan defolup gitmişlerdir. Ağır bir bok tabakasının üzerine doğru inişe geçen vızıltılı bir sineğin rahatsız ediciliğinin etkisi yanında, irkilmenin, tiksinmenin, titremenin hiç bir önemi yoktur.

Hiç bir parşomen üzerinizde imzanız olan bir faturadan ağır değildir, hiç bir divit siktiriboktan bakalit bir POS makinasının tuşlarının sağladığı rahatlığı sağlamaz. Ve yerinden edilmiş türlü göstergeleri için yapılan meridyen hesaplarında Pergel'in uçlarını öyle bir ayırmanız gerekir ki, haritanın o noktasına nasıl gidebileceğinizi düşünmeye başlarsınız, çünkü harita enine ve verevine bitmiştir. Bizim bir Ortaçağımız olmadığına göre, Ogre sığalarımızın ya da ikona envanterlerimizin de olmaması gerekmektedir. Cevabımızın içinde simge/imge çifti değil, tasa/tasarım çifti daha şık duracaktır.

Lirik Şiir ölmüştür, lirizm değil. Çünkü lir, kendisini geçen yüzyıl başından beri lokkomotif'in içine gömmüştür. Kömürsüz, buharsız, Tinsiz, parlamasız ve tersiz, Fer mümkün müdür? Orası ile burası arasındaki farkı yaratan Coğrafya'ya karşı-fay'ı yaratıp, ilk kez insan belirs-iz'in önündeki façayı kaldırmıştır; peçeyi değil. Mekan ile Zaman arasındaki ilişkiyi -şimdi ve buradayı- eksiksiz bir biçimde görününün içinde ikame eden Göz'den Akla doğru çizilen dikitler, yapıttaki yolları önümüze sermektedir artık, bilet almamız yeterlidir.

"Oradayım" ama elimde kanıt yok? O zaman orada değilsin, kusura bakma. Dönüşte çiziktirdiğinin ölüm değil, yaşam olduğunu ve "oraya" gidemediğinde, şimdi ve buradanın hepimizin ortak gradyanı, başlangıç noktası ve anı sığası olduğunu, seni oraya-doğru fırlatanın, tam da düşüşün başladığında aşağıya da -başladığın yere, yaşamın içine- çektiğini anlamışsındır. Hoşgeldin. Yapıt, yazdıkların değildi, bugüne kadar yazdıklarında unuttuğun, fark etmediğin ve bir sonraki kitabının sayfalarına azar azar, zerre zerre taşıdığının kuantasıydı. Tasa olarak tasarının içinde, durmadan kendisini erteleyen şeydi. Unutuş'un değil, Bellek'in tarafına hoşgeldin.

Bugün o saçma sapan kartına bakarken, oradaki ufak notta gözlerini gezdirdin: "1 Kredi kartın içinde"dir. Bokun üzerinde dolaşıp duran sineğin, faturaların, POS Makinalarını tabanca gibi sana uzatan kasiyerlerin, barkod tabancalarının, silahların ve gündeliğine hiç bir şekilde "yazılı" olarak etki edemediğin tüm bu insanların arasında "Kalbin amına koyayım" (*) dedin. Aramıza hoşgeldin. Artık şimdi belki burada şairsin. ve gibi değilsin!

* Ömer Şişman

Etiketler: 

Yorumlar

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 15

‘yukarı’ dedin

'her tarafıma salya bulaştı'..bu cümleden de köfte tarifi çıkar mı bay konuk, ne dersiniz? yoksa şiir tarifi mi vereyim? ama şirden önce başka hasletlere sahip olmak gerek değil mi bay konuk?

bay ışın, ben kimsenin kuyruğunda değilim, biliyor musun? ayrıca yemek yediği kaba pisleyenlerden değilim? ayrıca 'edeb' benim için çok önemli biliyor musun? benimle değil o komik kitabınla dalga geçin olur mu bay ışın?

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 17

‘yukarı’ dedin

Birbirinizi övmekten arasıra başınızı kaldırın da, etrafınıza bakın biraz. Kimse hişt demiyor, sallamıyor vs diyerek kaptığınız köşelerde birbirinizi fena fillah katmanlarında yalayıp duruyorsunuz. Arşa değecek diliniz, dudağınız neredeyse!

"Yemek yediği kapa pislemek ve edeb" gibi konularda bir halt biliyorsan eğer, hadi yaz bakalım Zaman'daki "köşe"nde, görelim, ne menem bir kalemşörmüşün sen.

İcazet almana gerek yok, velinle görüşürüm ben, tanıyorum kendisini merak etme.

+ Eğer bahsettiğin "komik isimli kitap" Hubble ise, işte o kitap sizin gibi Tekke hokkabazlarıyla taşşak geçmek için yazıldı, de ki DivX Ercan Yılmaz!