Biraz fazla taze bir mim olacak ama, bu akşam Sezai Karakoç hakkında yapılan "Gün Doğmadan-Sezai Karakoç" adlı belgesel filmi izledim. Gala gecesi... Davetli filan da değildim davetiyem de yoktu ama gidip bakayım dedim.. Tabii ki Sezai Karakoç gelmedi. Ama Tarım Bakanı, iç işleri bakanı ve milletvekilleri oradaydılar. Her biri kendine göre konuştu. Yapımcı "Cine 5 Medya Grubu" olunca, ben dedim herhalde bu protokolün sebebi budur. (...) Aşağı yukarı iki saat süren belgesel filmin yönetmeni Ensar Altay. Son derece klasik, her şeyin düz bir çizgide gittiği, gaz lambası, yıkık ev, kırık camlı çerçeve, suda yüzen yanan kâğıtlar, denizin üstüne dökülmüş gül yaprakları gibi geleneksel mizansenlerin de bol bol kullanıldığı ( biri kadın ve askılı kırmızı bir elbise giymiş, diğer ikisi de birisi garson kıyafeti, birisi de papyon takmış bir tür erkek hizmetçi kıyafetli 3 vitrin mankenin bir arazide dururlarken fonda okunan şiir eşliğinde kendiliklerinden alev alıp tutuşarak yanmaya başlamalarının gösterildiği yaratıcı sahneler de vardı), bana göre son derece vasat bir yapım olmuş. (...) Emsali olmadığı için bir yer tutacağı kesin. Ayrıca hiç olmasa Sezai Karakoç'un doğumundan bugüne dek hayatını, seçilmiş parçalarla ülkede olan bitenleri, Diriliş öyküsünü filan da aynı düz doğrultuda dinleyebiliyorsunuz. Araya da şiirler eklenmiş tabii.. Çünkü büyük çoğunluğa göre "Sezai Karakoç bir mütefekkir/düşünce adamı.. Haaa bir de şair"... beyanları vardı... (...) Ayrıca Karakoç hakkında belgeselin içinde söz alan birkaç şair ve yazar dışında, bol öğretim görevlisi, bir sahici dış işleri bakanı, bir de sahici cumhurbaşkanı var. Onlar da kendi Sezai Karakoçlarını anlatıyorlar... Bir de daha renkli olsun diye galiba Müşfik Kenter, Ayla Algan, Deniz Arcak, Erol Günaydın gibi isimler de her nedense birkaç şiirden parçalar okuyup (Müşfik Kenter hariç) birer sahnede de görünüyorlar. Mesela Erol Günaydın, Ağrı Dağının gerçekten çok heybetli ve büyük bir dağ olduğundan söz ediyor sadece. Ettiriliyor desek daha doğru... (...) Ama salon hınca hınç doluydu.. Arkamda oturanlar kendi aralarında konuşuyorlardı, birisi görevlilere sormuş, 850 kişilikmiş bu salon.. Ayakta kalanlarla beraber 1000 kişi filan olmuştur. (...) Belgeselin ana teması batı-doğu kıyası.. batıdan neler çektik... Bir de genel olarak bilgiler fazlasıyla zaten herkesin ulaşabileceği bilgilerdi, hatta fazla derleme bile olduğu hissediliyordu.. (...) Bu mimin ana teması ise hiç Sezai Karakoç değil anlaşılacağı üzere... Bir iktidar projesi olarak sunulan bir belgesel sadece.. (Matematiği bol) (...) Tek güzel yanı bence çıkışta herkese "albaraka türk" torbalarıyla hediye edilen "Gün Doğmadan" toplu şiirler kitabıydı. Bir süredir hiçbir yerde yoktu, bulmaya çalışıyordum.. O gelip beni buldu. Gerçi niye bulamadığımı da böylece anladım. Kitap Mart 2009'da 7. baskısını yapmış. Bugün dağıtılanların kapağında ise 8. baskı yazıyor. Yani mevcut "Gün Doğmadan"lar da 8. baskı da "Cine 5 Medya Grubu" tarafından belgesele dahil edilmiş... Ha bir de kitapların arasında özenle kurutulmuş bir gül de vardı... (...) Neyse... Çıkışta Sezai Karakoç izlemiş midir diye düşündüm. İzlediyse sevmiş midir? Sanmam.. Umrunda olmuş mudur? Onu da sanmam... (...) s.n: tmsf başkanı da vardı belgeselde, bak onu unutmuşum...
Yorumlar
karakoç karakoç olalı
Puanlar: 17
‘yukarı’ dedin
sanki böyle zulüm görmemiş gibi..
Madalyonun öteki yüzü
Puanlar: 15
‘yukarı’ dedin
Bir arkadaşım aracılığıyla Hakan Albayrak'ın Yeni Şafak'taki yazısını okudum. yazının tamamı Yorumsuz diyeyim..
(yazım hataları alıntıya dahildir)
Hem mimlerim hem yorumlarım
Puanlar: 6
‘yukarı’ dedin
Hem mimlerim hem yorumlarım oluyor ama n'apalım..
Bu da bu konudaki son ek'im olsun.. O da sadece şu ilk paragraftan dolayı.. Yok öyle bir şey.. Yazdığım gibi, gidiyorsun ve giriyorsun.. Ben öyle yaptım, davetiyesiz ve referanssız...
haberci: dünya bizim, tarık erbaş..
cine5 veriyormuş
Puanlar: 10
‘yukarı’ dedin
http://goo.gl/N2ew haberine göre bu belgeseli Cine5 yayınlayacakmış.