73 Milyon kişinin yaşadığı bir ülkede, yıllık 250 adet şiir kitabı üretimine "yetişmesi zor" diyerek burun kıvıran Turan Karataş, 2010 yılında çıkan kitaplardan çiçek falı bakmış, en sonra bıraktığı "bitkiben" ile ilgili de şu aşağıdaki ifadeleri kullanmış.
"Söz gelimi, tam 10 sayfayı dolduran "zehr" başlıklı metin, "zehra sahipsiz değil üç jeneratörü oldu" cümlesindeki kelimelerin farklı yazılışlarıyla yaklaşık 700 satırdan oluşmuş. Şişman'ın böyle biçim oyunlarıyla neyi amaçladığını ve nasıl bir estetik etkiyi amaçladığını anlayabilmek mümkün görünmüyor. Belki bir maharet gösterisi! Bakalım, dilin bilinen ve mantıki yapısını altüst eden bu metinler Türk şiirinin gövdesine eklemlenebilecek mi? Yoksa şairin küçük oyunları olarak unutulup gidecek mi?"
Ayrıca Menteş'in kitabında (Garanti Karantina) yer alan desenleri de gayet normal karşılamış, sevinçle;
"Bu arada, Murat Menteş'in kitabı, yıl içinde yayımlanan, görebildiğim, desenli tek kitap. Murat Yılmaz desenlerini, şiirlerin özünden ilham alarak çizmiş"
Ömer Şişman konu ile ilgili daha önce bir açıklama yapmıştı gerçi ama Turan Karataş'a ulaşmamış ya da saçma gelmiş olabilir. Yalnız şu var, Menteş kitabı için yaptığı gözüpek ve bana göre erken yorumların aynısının tıpkısını Jeneratör'den neden esirgediğini anlamadık Karataş'ın.
Baştan sona ironik ve okuyana "nanik" yapan bir şiirin peşinde Menteş. Hayatımızı işgal eden her şeyle, sözde modern insanın anlamsız, iğreti tutum ve davranışlarıyla, saçma sapan hevesleriyle alay ediyor. Şair, Müslüman bireyin, Batı'dan alelacele alınan kavramlarla inşa edilmiş bir yaşamadaki yerini belirlemeye de çalışıyor.
Zehra'ya jeneratörü hediye edenin hiç suçu yok herhalde? Sözde modern kim? Köyden kente gelip de bürokrasi tarafından şevke getirilmiş olan mı? İktidarın gölgesinde geleneksel hayatını yaşamaya çalışıyor gibi gözüküp de tam da modernin sözdesi konumuna gelmiş yaşantısını saçma sapan şekilde yaşayanın kekemeliği, dilbazlığı ve şaka gibi görünen ciddiyeti falan mı? Böyle mi? Nasıl yani?