Yavaş yavaş iyiden rahatsızlıklar ülkesi olmaya doğru gidiyoruz hep birlikte. Olan bitenden rahatsızlık duyanlarr, rahatzsızlık duyanlardan rahatsızlık duyanlar, rahatsızlık duyma şekillerinden rahatsızlık duyanlar.. şeklinde liste uzatılabilir. Bu arada şiirden rahatsızlık duyanlar, her türlü şiirden rahatsızlık duyanlar, yapılanlardan rahatsızlık duyanlar.. eklenebilir.. Ben şikayetçi değilim rahatsızlık duymaktan da.. Ah bir de açıklık olsa.. Muhatabına diyebilsek rahatsızlıklarımızı...
Hayriye Ünal da "Bana Bunlarla Gelmeyin" başlığıyla (sıkıntıyla) bazı şeyler not emiş, dergilerden ya da email gruplarından.. Olağandışı bir şey yok aslında.. Dört yanımız böyle, çoğu şeyin de farkındayız.. Ama (alıntının alıntısı olsa da) bir kısmı poetikhars'ı külliyen ilgilendiren bir şey olarak göz atılabilir.
sağım solum birbirine karıştı artık ayırt edemiyorum, kim kimin neyiydi kim kimin fesiydi, onun için engin sağduyunuza ve ince dikkatinize sunarım. "bana bunlarla gelmeyin" serisi yeni haberlerle sürecek. memleketim canım Türkiyem bu konuda epey malzeme üretiyor. gözümden kaçan incileri de haber verirseniz koleksiyonum zenginleşir ve ben sevinirim, sevinirken eğlenirim de, de de eğlenirken vicdanım rahat etmez bir türlü. (kamuya açık şekilde yayıma girdiği için aktarmakta beis görmüyorum)
1. ÖZDEMİR İNCE yazmış / Özgür Edebiyat dergisi sayı 19, Ocak-Şubat 2010
"İslamcı Müslüman şair ve yazarlar kör, sağır ve dilsizdirler. Beş duyularını kullanmazlar. Hiçbir derinlikleri olmadığı gibi, serbest dalma denemesi yapacak dalgıç da değildirler. Kutsal olan, krapon kağıdı ile yapılmış bir çiçektir. Kutsalı yok etmeden şair olunmaz! Laik ve ladini olmadan da olunmaz. Geleneğin çevresinde mahşere ya da ding beygiri gibi dönüp dururlar. Koşumlarını kırıp merkezdeki kara deliği göremezler."
2. HULKİ AKTUNÇ yazmış / Şiirpenceresi grubu 25 Ara 2009 15:28
"O cenahın* garip bir yüzsüzlüğü vardır: Suratlarına tükürsen, beşuş bir çehreyle "rahmet yağdı," derler...Susarlar; susarak unuttururlar."
3. HAYDAR ERGÜLEN yazmış / star kitap 9 ocak 2010
"Bu arada şiir eleştirisi giderek çirkinleşmeye başladı. Bu eleştirilerden ya da karaçalmalardan ben de nasibimi aldım, bu kadar ‘çirkin’ini hiç görmemiştim!"
4. 3 Ocak 2010, 10:32 PM Fayrap grubu / AHMET GÜNTAN yazmış:
"o sozu bana ilhan berk soylemisti. ama `yasit` degil, `cagdas`. bana sordu: bir sair ne zaman olur biliyor musun? [ sessizlik ] cevapladi: cagdaslarini okumayi kestigi zaman. yasittan daha genis bir kapsam yani. `tepki vermeyi kestigi zaman olur` diye yorumlarsan, o zaman hayriye`den kurtulursun. kadin buyuk bir siir yazmis, adi azmettirici- 3. isme bak. ben azmettirici 1`i merak ediyorum. her seye karsi olan serkan ve ukra ekibi ise poetikhars tyb odulu aldi diye neredeyse zil takip oynayacaklar. sitenin giris kapisinda asili. fikirlerine bagli kalmayi secenlerin ise sonu ortada. fikirlerine sadik kalanlara bugun `fasist` deniyor. `birlestirici` yani. birlik mi... en kotu sey bugun. hay yumurtaya can veren allahim!"
s.n: "ukra ekip" demiş ya ahmet güntan.. bilmiyordum baktım..
ukr: (a.i.) 1. kısırlık 2. doğurmaz kadının veya dişi hayvanın hali. 3. mec. netice alamama. 4. ed. manzumenin en parlak olanı 5. huk. toprak sahibine, toprak gelirinden verilen muayyen bir pay.
Artık hangi anlamını kastediyosa. Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca sözlüğünden. Ukra diye bir şey yok, ukre var.. o da (a.sıfat): doğuramayan (kadın veya hayvan) diye geçiyor. Neyse.. ukra işte.. belli ki ukr olandır... olsun bakalım...
Yorumlar
ücra bence o. emo dilinde
Puanlar: 10
‘yukarı’ dedin
ücra bence o. emo dilinde yazılmış, transkripsiyonda hata meydana gelmiş. ben bilmem tabi, tahmin. hanım bilir.
Bir an insanın aklına
Puanlar: 20
‘yukarı’ dedin
Bir an insanın aklına gelmiyor değil ama ne bileyim, ukr/ukre/ukra anlamlarını düşününce, tesadüf mü diyeceğiz.. Gerçi her zaman hataya yer vardı.. Bir de hanım da bilmez bunu bence...
emotional
Puanlar: 1
‘yukarı’ dedin
evet evet bence de emo dilinde.. fakat yine de emosyonel bir durum var gibi. arkadaş ingiliz aksanıyla konuştuğu için ucra'yı ukra olarak okuyor da olabilir!
"melekler ve yiğitler" dan browl
Puanlar: 29
‘yukarı’ dedin
ama tabi şu tyb'nin ödülü meselesi benim de hoşuma gitmemişti. poetikhars'ın bir ödül almaya ihtiyacı yok bence. tamam, intihardan bahsedilirken böyle bir takdir gelmesi güzel moral olabilir, olsun da. ama bence çok da büyük bir olay değil.
çünkü bu sitenin ne işe yaradığını/yaramadığını, burayı takip eden o 30 bin kişi, hadi 15 bini yanlışlıkla gelmiş olsun, kalan 15 bini, hadi İP sorunu olduğunu düşünelim, ulan 5 bin olsun; göstermiyor mu zaten.
yahu türkiye'de şiir takip eden kaç kişi var? türkiye'de görsel şiir takip eden kaç kişi var? türkiye'de görsel şiiri bilen/duyan kaç kişi var?
böyle bakınca o minimalize edilmiş 5 bin kişi bile bana huzur veriyor.
e tabi burda yazılanları her an herkes istediği gibi açıp okuyabiir.
bence intihar da gelecek. birgün poetikhars da kapanmalı. ama henüz işleri bitmedi. yapacağı şeyler var. buraya yazdığım her satırın bir çeşit sorumluluk olduğunun da farkındayım. burada geyik yaparken de, ciddi ciddi (!) konuşurken de birşeylere inandığımız, birşeyler beklediğimiz için düşünerek de yapıyoruz. ve inatla her "şey" birleşik yazılmalı.
Ben bilmiyorum emo dilini..
Puanlar: 23
‘yukarı’ dedin
Ben bilmiyorum emo dilini.. Belki de ücra diyodur ukra derken.. olabilir...
Ama işte bazı meseleri birbirine karıştırmamak lazım galiba.. Kişisel olarak ben de ödüllere karşıyım. Hatta belki fazla radikal bir şekilde. Yani şu gibi nedenler benim için hafifletici olmuyor: "ben almadım, onlar verdi.. a ödülü b ödülünden itibarlıdır.. sen bir şeyle katılmazsın onlar seni seçer vs. vs." Bana göre baştan sona çürümüş bir sistem bizde ödül sistemi.. Psikoljide ödül-ceza sistemi harekete geçirici ise filan da bizde /şiirde başka şeylere neden oluyor. Bu işin bir yanı..
Diğer yandan, daha önce de burada kısaca konuşup geçtiğimiz gibi, burada tuhaf olan TYB'nin durumu.. Yani TYB gibi bir örgütün görsel şiirle ne bağı olabilir. İçeriğe bakmadılar da sitenin yapılanmasına mı baktılar, estetik mi gözettiler, süreklilik, devamlılık filan mı.. Hadi neyse diyelim... Yoksa poetikhars'ın ödül avcısı olması bu haliyle kendini imha olurdu zaten..
Alıntıda enteresan olan da şu, "zil takıp oynama" kısmı zaten.. Yani Ahmet Güntan "nasıl olur da poetikhars bir ödülü kabul eder (x ödülü, y ödülü önemli değil) dese mesela, bu daha anlaşılır olabilirdi...
Ayrıca da burda sabit bir topluluk da yok ki, okur, yazar, izler olarak bile dönüp "bu nasıl olur" demeden önce bir durmak ya da ölçülü sormak gerekebilir. Çünkü bu konuda hepimiz başka başka düşünüyor olabiliriz...
Ama işte üzüm yemek başka, bağcıyı dövmek istemek başka..
kızışmışlar bizim kızlar
Puanlar: 28
‘yukarı’ dedin
önce kuşluk vakti dergisi, ekrem dumanlı'nın "muhafazakarlar neden yetersiz" sorusnu dergilerine taşıdılar. birden ömer lekesiz bir yazdı ve sonra gonca'ya çattı. bireylikler yeniyazı'ya islamcı dedi, herkes güldü. ömer lekesiz işi tv'ye kadar taşıdı. şimdi de özdemir ince ve hulki baba iki adet vücut çalımıyla alkış almışlar. bayan voleybol'dan hayriye ünal ise takip mesafesinde (kasım mı aralık mı hatırlamıyorum) haydar'ın şiiri etkisiz demişti. iyi ama subjektif bir eleştiriydi. haydar ise karşı atağa (gerenk yok ki, olumsuz eleştiri daha kıyaktır, gerenk yok) geçip "çirkin" demiş. yazıya mı demiş, yazarına mı demiş, anlaşılmıyor. sonra ahmet güntan ne zamandır yazmıyor olsa gerek dayanamamış işte. ama ücra'da bir röportaj var. salim nacar beyfendi ile. dün saat 3'te okuduğum için mi yoksa salak olduğum için mi bilmem... bi erik anlamadım. karışmayalım birbirimize. biraz romanfilan okuyalım. avatar'a gidip gözlük takalım. çok yıprandık çok.
çok yıpranınca insan çok
Puanlar: 28
‘yukarı’ dedin
çok yıpranınca insan çok karıştırıyor; ben de öyleyimdir.. düzelteyim soylu çekimser'i: salim nacar değil osman erkan söyleşisiydi o.. ben yaptım ama hakikaten zor bir söyleşiydi, haklı soyluçekimser.. avatarı gözlüksüz izledim kendime geldim, tavsiye ederim..
benim hanım bilir. dur bi
Puanlar: 4
‘yukarı’ dedin
benim hanım bilir. dur bi koşu sorayım.