ikinci yeni etiketi ile yaftalanmış yazılar

"Arzulu mudur bir tank, acaba, rüyasında"

Hilmi Yavuz "Oktay Rifat'ın bu iddiası, büyük olasılıkla, onun 'Perçemli Sokak'a yazdığı giriş yazısıyla ilgilidir ve bu başlıksız yazıyı Oktay Rifat, bir tür 'İkinci Yeni Manifestosu' gibi düşünmüş olmalıdır." deyip geçiyor.

Haydan gelen huya gidiyor mu?

2008'le ilgili , bir yandan ben de neyi eksik bıraktığımızı keşfetmeye çalışıyorum. Çalışıyorum çünkü aslında teorik alandaki tüm bu tartışmalar, iki pratik alanda -biri genel, biri özel- hükümsüzleşmeye başlıyor.

deneyimizden çıkacak sonuç ne olsa keşke?

Aslında sadece "suffixe pronominal" hakkında değil, "okunamayanın" topografisine dahil olan herşeyde -ki bunların çoğu birer skandal olarak karşılanıyorlar- karşı tarafın -burada izleyicinin, okurun, bakarın, gözleyenin algı eşiğine kısa devre yaptıran şey hakkında konuşmak gerekiyor. çünkü bizzat bunun sıkıntısı, modernleşme çilemizin de dibinde yatıyor.

Elinin mürekteriyle itmek: türlü türlü düşünceler

Kişisel olarak kitaplarım ya da yaptığım şeylerle ilgili az yazılmasından ya da hiç yazılmamasından pek hoşnutsuz değilim. Edebiyat ortamının böyle bir değerlendirme yeteneği, gücü olduğu konusunda şüphelerim var, birincisi. İkincisi ise, bu tür girişimlerin tüm detayları ile anlaşılabilmesinin imkânsız oluşudur. Örneğin Karagöz Edebiyat'ın 3. sayısında Tüğün ile ilgili çıkan iki değerlendirme yazısı da, bu imkansızlığın, bazen okuma eksikliğine ne kadar fazla dayandığının da kanıtı gibi.

İlhan Berk'ten..

İşaretler:

Benim için işaretler, sözcükler, imgeler gibidir. Aynı görevi yüklenirler. Şiirin yaşamasına katılırlar. okumayı kolaylaştırmak ya da ona yararlı olmak gibi görevleri yoktur. Sözcük paylarını öbür sözcükler gibi paylaşırlar. Dışsal değil, içten bir katılmadır bu. Nasıl sözcükler bir imge yaratmak için gerekli sözcükler bulmak zorundaysa, benim anlattığım nesneler de varolabilmeleri için o işaretleri isterler. (s.17)

Beyaz sayfa: