ses etiketi ile yaftalanmış yazılar

Söylenemeyen seslerin gösterilmesi

Dili bir ifade aracı olarak görmekten hiç değilse bir adım öteye geçmek gerekiyor. Dil, konuşma ve yazmaya sığdırılamaz. Herhangi bir sözlük toplamıyla da sınırlanamaz. Konuşma ve yazma çıkarılabilen sesler ve bilinebilen sembollerle sınırlıdır. Genellikle bu bize anlamı iletme iktidarı vermez. Doğrusu burada bizim bir iktidarımızın olabileceği de kuşkuludur. Burada ses çıkarabilmedeki başarımız ve sembollerle bağlantımız da etkilidir. Sesi nasıl çıkarabiliyor, sembolleri nasıl bir ilişkilendirmeyle sunabiliyorsak ilettiğimiz o [kadar] olacaktır.

ZİNHAR! Sürüm 2.0

Serkan Işın

Meseleyi tekrardan ayıralım ve tasnif edelim ve böylelikle kendiliğinden gelip “tasfiye olmak” istiyorum diyenlere de bir yol açmış olalım. Zinhar, Şiir Tarihini üç kaba evreye ayırmaktadır, bunlar:

1) Sözlü Kültür Şiir (insan sesi / dinleyici)
2) Yazılı Kültür Şiir (yazı / okur)
3) Basılı Kültür Şiir (ofset baskı sonrası her şey: hat, ebru, hurufilik, internet, televizyon, kayıt cihazı, video, vcd, dvd, dijital fotoğraf, gövdenin kendisi / çepeçevre izleyici)

Öğütülmemiş Makina Dili

Serkan Işın

* Tüğün'de yayınlanmıştır.

Ö(N)CÜLER

Aklımdan bir türlü çıkmayan bir anı ile başlamak istiyorum. İlkokul sıralarında, belki daha da önce, TRT Çocuk radyosunun bir yarışmasını hatırlıyorum1. Yarışma bir öykü yarışmasıydı ama yöntem olarak işitsellik üst seviyede gerekiyordu. Yarışma için yazılacak öykümsü şey, TRT'nin radyodan rastlantısal olarak verdiği bazı seslerden ilham alınarak yazılacaktı. Bu sesler arasında "guguklu saat" ve "kapı gıcırtısı"nın da olduğunu hatırlatmam gerekiyor. Bu "heard code"dur, yani işitilmiş kod. Google Heard isimli bir işimde, google earth isimli harita programının sesleri gizlediğini anlatmaya çalışmış ve farenin dokunacağı her yerden, çığlık sesleri fırlatan bir google earth arabirimi yapmıştım2.