Genelde bu oluyor, muhtemelen Sartre da haklı, İsmet Özel de "herşey ben yaşarken oldu". Habere göre, Attila İlhan'ın ölümünün üçüncü yılında mezarı başında anılmış ve şu denmiş bu olayla ilgili:
EDEBİYAT dünyasının büyük şairi, yazar ve düşünce insanı Attila İlhan ölümünün üçüncü yıldönümünde anıldı. 80 yaşında hayatını kaybeden İlhan’ın, İstanbul Aşiyan’daki mezarı başında toplanan ailesi ve dostları, onu kaybetmenin hüznünü bir kez daha yaşadı. Sanatçının binlerce seveni ve hayranı olmasına rağmen anma törenine katılanların sayısı 40’ı geçmedi. Attila İlhan Kültür Merkezi’nin düzenlediği anma etkinliğine ünlü yazarın kardeşi Çolpan İlhan, yeğeni Kerem Alışık, yakın dostlarından sinema sanatçısı Ekrem Bora ve birkaç seveni katıldı.
Şunu düşünemiyorum açıkcası, binlerce kişi Attila İlhan'ın ya da herhangi bir şairimizin, edebiyatçımız, "ünlü"müzün mezarının başına gitsin de, onu ansın. Bu gazetenin yazdığı gibi İlhan'ın "unutulması" değil, sadece bunun kitleler için bir anma yöntemi olmaması. Yani ölçü değil bu, kaldı ki İlhan diğer yazarlardan çok daha şanslı, birkaç edebiyat meraklısı ve akademisyen tarafından değil, bir çok kişi tarafından okunuyor.