Deneysele giden bir yol da, kodlanmış bilgiyle karşılanan bir anın sinir sisteminde, sonradan dil olarak yeniden kodlanacak olan biyosemiyotik bir kümeye çevrilmesidir. İki kez ıralanmış bu mesafede kendimizi kendi deneyimlerimizden haberdar olarak buluruz. Sosyal kullanımı anlamında avamlık, öznel deneyimin paylaşılan dilde şifrelenmesiyle (encipherment) görece homojenliğinin teminatı olduğunu doğrular. Şifrelemede, yazıyla betimlemede bir grup alfabetik kullanımına yüklenmiş standart biçimleriyle ayırdedilebilir varyasyonları köksel bileşenler olarak varsayabiliriz. Bir başka benzer yol ise yine aynı grup alfabetiklerce normatif koşullar altında duyurulan sesleri araştırmaktır. Standard alfabetik biçimleri değişime uğratarak asemik yazın, şifrelemenin görünür yapısını tahrip eder1.
Asemik yazın, navigasyon süreçlerini ve yalnızca normatif okuma stratejilerine paralel şifrelemeyi gerektirir. Okuma, dolaysız normatif dilsel homojenlikte dilde deneyimin yeniden biçimlendirilmiş öznelliğine açılarak yeniden birleştirilebilir, iyileştirici ve hazır kılınır. Öznellik, kapalı semiyotik sistem yorumlayıcı ihtimam öncüllüğünü üstlendiğinde, asemik olarak yeniden şekillenir. Bunun bir sonucu, kaynağa ya da ivediliğe geri dönmek gibi engellenemez bir hatayı ortaya çıkarmasıdır, insani bir kodu kırmak, kodlanmış, çözülmüş ve yeniden kodlanmış olarak süregiden bir diyalektikten insan faktörünü silecekmiş gibi. Asemik metinleri okuma gibi kabul edilebilir etkileşim düzenekleri dışında yorumlayıcı deneyimlere açarak alfabetiklerin çarpıtılması, geçerli okuma stratejilerini devre dışı bırakır. Kamu gerçekliği asemik alan tarafından ifade edilebilir değildir. Olası deneyim spektrumundan uzak tutan yapısal sansür, asemik alanda uygulanabilir değildir. Baskın kültürün hiyerarşik tabakalaşması, yönetici ve astların rol ve betimlenen mevkileri şeffaf keyfi yapılar olarak ancak asemik bir alanda bulunabilir. Asemik metin, sosyal ve dilbilimsel olarak yapılanmış özdeşliklerin eksiltilmiş olanaklarında tasdik edilmiş herhangi bir homojen kalıbın tersine alternatif bir öznellik, deneyler için dışdeğerbiçim alanı önerir. Asemik metin yazarı okura açıklık, yokluk sunar. Bu yokluğa giden bir yolda da, radikal bir dışdeğerbiçim olarak okumanın geçici bir yeniden buluşunu (reinvention) öznel deneyimin yerine yerleştirebiliriz. Asemik rhizome’un yanı sıra göçebe okuma stratejileri, anarşist özne için fraktal lavaboları anıştırır.
02.27.03
******
Viz & Po
Yazıda, üstüne zaman harcandıkça, modası geçmiş bir eğilimin heyula koleksiyonuna dönüşmeden önce öznelliğin kendisinde rekonstrüktif muhafaza çalışmasına girme.
Öncelikli teori olarak öznelerarasılık, etrafımızda elle tutulur kurtarıcı bir çamur tasarımlamadaki gibi, kültürel birikimimizde ilerleyişin deneysel eksikliği yüzünden bu yapılanmış konsensüsü sunmak üzere yokoluşumuzda tortu bırakır.
Tümce, yalnızca buradaki anlamıyla, ölümcül önsözü engelleme, sürekliliğin devamının tüm teminatına karşı mazgallı bir siperdir.
Kendimize itiraf etmemiz gerekirse, bir sözcük yapılmamıştır, belirtiyi, kendimize karşı çekingenliğimizi kestirmek için biyotta (iki nevronun birleştiği yer) birleştirir, en azından ölümün dehlizlerinde kendimize misafir olarak uyanırız. . .
Harfler deneyimsel kaosumuzdan daha çok kaytarır. Sabit anlama yapılmış rekombinan gliflerdir (glyph). Sinir sisteminin hiçbir yerinde konsensüsün göstergelendirip, yerleştirdiği sabit gösterge için yer yoktur.
Tümceler sözcüklerle, harflerle deneyime doğru yayılırlar ve harfleri sözcükler, deyimler, tümceler, bölümler, kitaplara çevirttirirler.
po’daki ısrarlı viz hecelerin, şiirsel seslendirmede birleştiği yerde meydana gelir.
vizpo, yalnızca viz değil po olsaydı, sesteki kaynağının çarpıcı izi kalırdı.
******
Şiir
Sözcükler hakkında sözcüklerle ne düşünüyoruz? Elektrokimyasal süremdeki boşluklar bizi, kendisinin ne deneyimi ne de yansıtılmış dili olacağı bir deneyimin örneklendirmesi olduğunu sanarak deneysel olarak deneyimden, bir yere ait olmayan boğumlardan oluşan süreçlere götürür. Bunun bir tasarı olarak modelini alıp olası bir metne ekleyebiliriz.
Tasarı, düşünülmüş bir deneyimdeki gibi bir kanalda zorlanıyorsa ya da tam olarak bir metin, bir şiirdeki gibi bir tasarıma zorlanıyorsa; “hafıza bir çeşit düşünülmüş deneyimdir, ya da bir metin ya da tasarım şiirindeki gibi bir modeldir” sonuçta sonsuz küçüklüğün boşlukları, elektrokimyanın içeri alınan bileşenleri düşüncenin öncül maddesini, kuarkları bir çift sözcük lensi boyunca tasarımlanan deneyimlermiş gibi kapsar.
Yakınlaşmak için yazarım. Yakalamak isteriz, ya da kendimize, arzu hakkında düşündüğümüzde her şeyi kavramayı tamamen unutmuş olduğumuzu söyleriz. Unutmak yolculuğun yarısıdır. Hatırlamaya değer tek unutma yöntemi vardır, alçak ve yamuk mübarek yol, incelikli sevgi yoluna çok yakındır.
Şiir, apaçık seçim olmalıdır, varlığın aynı anda her yerde olma ikiyüzlülüğü için değilse. Şiiri apaçık bir seçim olarak gördüğünüzde gözde oyunu, düzenbaz dansının huzurundasınız demektir.
Bazen yeterince haşindir, çoğunlukla değil. Rüyalarımız boyunca uyumak güzeldir, yok olmanın rüyası istisna değildir.
Yazarım çünkü sevgi aynı anda, her yerde ve tektir, “imkânsıza yakın en iyi şeydir” ve hepimizi düşündüğümüzden daha erken öldürecek.
09.09.03
******
“Her zaman verimli noktayı koruma” anlamına gelen çevrilmiş (translated), açık cinsel anafor ve kısımlarıyla, basketbol ve beysbol metaforlarının tuhaf ya da şifreli melezlemesi gibi bir şeydir. Bir görsel şiir kazara da olsa fırtınadan sonra yaprakların kaypak sallanışıyla yontulmuş metinden daha az deneysel olamaz, sonra kışın kar ve soğuk gelir.
Kolaj, bireyi bir tümceyle zamanın geri gidişi gibi kesip-yapıştırır(1). Tam olarak olmasa da bir kişinin kurgusal gereklilik (fictional necessity)(2) ve sefil bağlılaşımmış (abject correlative) (3) gibi elindekini inceleyerek bir merkezden geçmesi gibi, ama ismi kasten yanlış telaffuz edilen biri. Yalnızca iki verili deney var, deneysel, aşkın mutlaklığın bir çeşidi olarak alındığında, Platon’un geometrik mağarabalığı: biriciklik ve değişim, iki noktalama işareti arasında her biri bir diğeri olmadan yeterince patırtılı olan.
Yapacaklarınız listesinin en üstüne bugün şunu alın: dünyayı değiştirmeyecek bir şey yapın. Bu basitçe şu anlama geliyor, dikkatli olun ve bu, gününüzü mahvedecektir. Kolaj yapıyoruz çünkü yalnızca bir duyum var, dokunma; fakat veriyi okumak için beş ayrı yolumuz vardır, onun için dünyayı olduğundan daha karışık gösterme imkanımız yoktur. Kolaj, ruhumuz kızgın bir sığınmacı olduğunda, sanat okulundaki televizyonlar gibi ekonomik eşitsizlikler patlama tehdidi içerdiğinde gelişir. Deneyim, buluntu nesne değildir; hazır-destekli ve metin halinden müşterek olarak sorumlusunuzdur.
Belirsiz bir günler dizisi dikkat yüzünden harap olduktan sonra öznelliğin laneti, güneşin doğuşuyla kendinize özel cehenneminize uyandığınızda, antik bir ergenlikten terden ıslanmış ve ölmekte iken, göçebe arzuyla eşzamanlı çok fazla canlı anı vardır; yayılmış şimdi, kozmosun etrafına gerili geçirgen bedenin aşkınlığı varlık, öznelliklerin arasındaki yarık, bağlanabilirliğin rasgele büyük mucizelerindeymiş gibi hissedersiniz fakat Ariadne’nin kendimizle ve dünyayla temasta koku akışını kaybederiz, gerçeği, değişmeyen biricikliğin söyleşisini araştırırken. Başka bir şekilde alamazdım, yalnız zamirlerin sizi aptala çevirmesine izin vermeyin. Kolajlarda yazar olarak bulunuruz, ormanın ağaçlar için olduğu gibi ve tersi de tamamen doğrudur, şunu okuduğunuzun tam yeri ve zamanını not ediniz: 1) kesin olmayan bir şeyin kesin göstergesi hala çok kalabalık, daha kesin olanın sadece karmaşayı yüceltip ya azıcık ya da hiç aydınlatamamasına rağmen. 2) aynı şekilde kendinizi tam da bu zaman ve mekanın yerine koymanız imkansızdır. Onun için kolaj vardır, ses de dokundukça, örnek için gözlerle dokunulan seslere bakınız. Bütün kolajlar görsel şiir değildir, tabi ki çoğu resme daha yakındır.
Nero saçmalayan bir deliydi hiçbir olumlu yananlam yüklemeden, bazılarımız için seçkinlerin kötü niyet zamanlarında sanatsal incelik güçlerini karantinaya almak için buyuran egemenlerin tarihi manipüle etmesini sembolize etmeye gelir. Bu durumda üçkağıt ya da bazıları görsel sesli şiir olan kolaj yapımıdır, ancak belki de söylenmemiş kalsa daha iyi olur. Yeni düşünüşler yeni davranışlar üretir. Deneyimin homojenleşmesi dendritlerimizden (4) kafes örmeyi öğrenmek için tasarlanmış bir stratejidir
Eski davranışları yineleme, eski düşünüş yollarını güçlendirip sağlama alır. Sanatsal aşırılıklardaki gibi inceliklerin aşırılıkları, yineleme kavramının kendisini deneyime yetersiz kılar, tamamen hatalı. Yineleme gibi başka bir şey yoktur; biriciklik vardır, değişim vardır. Zaman akışında dokunmanın beş okuması başka hiçbir şeyi değilse bile bunu öğretir. Değişim daima evre geçişidir, buz suya, su buhara, eski yeniye ve daima kaotiktir. Düşünüşte ise kişinin artık tekil okumaları yeniden eğitmemesinden yenilenmiş öznel deneyime. Anarşi bize bir temas olarak katılır. Bir biçim olarak kolaj işbirliğinin metaforu olarak görülebilir. Katılın ya da ayrılın ne yapacağınızı/istediğinizi söyleyin, her haliyle büyük risk zaten. Bazılarımız zaten geçiş evresinde. Oturduğum yerden şeyler biraz daha kaotik görünmeye başladı, bunu okuma ve yazma zamanım sabah 08.09, Çarşamba, 10.15.03, 1512 Mountainside Ct Charlottesville va USA Jim Leftwich
*****
Tam saydamsızlığın şarkısını söylemek. Her harf açıkça dırdır ve cırlamamıza müstakil bir asma dalı, içinde bir kulağından diğerine sırıtan bir tavşanın çırpındığı bir koru, dalgalı bir ızgarayla canı yanmış. Süs eşyası her yüzeyin en eski geleneğidir. Yalıtılmış bir süs eşyası, ya da kendi bağlamının dışında başka her yerde gliftir, söylemin öncüllüğünü saran ilksel ortam ve avın embriyonik sesbirimine öncül, seks ve hasatın sözcükleri. Harfler, kuşların ayakları ve yıkılmış ağaçlar gibi göze girdi ve kuşları dilin çatallarında yuva yaptılar. Bir asemik glif, söylenen şeye dönen bir şeyden başka her şeydir, böylece heceyle hısım çan biçimindedir, sözcüğü biçemsel reddi, aynı anda hatta harfler isyandayken, köleler, sahipleri kendi donukluğuna katlanan kılıçlar, sözcükler, dünyalar gibi kullandığı; azoik niyetle cesaretlenip şakımayı göze almadığımız sürece.
Asemia sessiz değildir, herhangi bir yokluk çeşidi de, tersine patlamıştır, üst üste bindirilmiş zardır. Sözcüklerimiz atılmış takvimlere, Eleusis’ten (5) önceki astrolojinin çocukluğuna ya da Kennedy’nin cinayetine ve kulelere uçan uçaklara aittir. Sözcüklerimizin gliflere dönüşmesini dileriz, sonra bu glifleri sözcüğe dönüştürmek. Glifler gelecekte yaşar, bir Bardo’da Gandharvas (6), hafızamızdaki şeylerin gözümüze ilişen seslere gelmeleri için dil döker, yalvarırız. En saf anlamıyla hece bir ünlüdür. Aynı şey glifin tekilliği için de söylenebilir. Sözcüklerin ortaklığında glifler yüzeyde örtünürler, bir tümcedeki ünlüler gibi şarkılarını sakınırlar. Okuru, dilsiz süs heykeller gibi dikizlerler. Etraflarında okuruz, bir perinin kırık dökük görüntüsü gibi utangaç ve usandırıcı. Periler, sütunları arasında çöplerimizle hokkabazlık yapıp kameraların gözetiminde tepinirler. Aklın zemininde bazalttan köyler inşa ederler. Düşler atılan şeylerin yumuşak mırıltısıyla terler. Gösterge boşluklarında polifonik soğanilik seksi. 10.27.03
*****
Boşaltarak doldurmak. Tsimtsum’un (7) tahribinden Horror Vacuii (8) çıkar. Ex nihilo (9) , beyaz boşluktan önce tanrıya gereksinim olmaması gibi hiç bir şey, yani gelecek ilahiye karşı kendini yaratmak, her boş ekran gelecekteki metni gösteren bir kristal küre değildir. Kırılma, kıvrılmış uzamda kendi dikişini kapamak üzere yayılır. Kaligrafi aşkın bir yazmadır, okumanın bakmaya bağlandığı kaosa yakın yazmak, o belli salınımın kaydı gibi, kuantum edebiyatı sıfır-nokta dalgalanmada titreşir, parçacığın yersizliğinin bir gösterenin zamanla ilgisi olmayan göstergelendirmeyi gerektirmesi gibi. Okuma daima zamanındadır, çiçekli tezgahlarda sarmalanmış matrislerin üst üste bindirilmesi, fakat yazma kendi burnunun dikine gider, yani melez bir kendiliğin kadim bilimi. Şimdilik, zaman geçmiş, bellek ulaşamayacağımız yere dönmüş, tek başına kaligrafik göstergenin mitozu titreşimin çizimini yapmak için boşaltılır. Kalabalık benliklerle en az doldurulan siz gibisiniz diye. 10.29.03
(1) William Burroughs, “ Şimdi’yi kesin, içinden ‘gelecek’ sızacaktır.”
(2) Wallace Stevens’ın ‘fictional necessity’ düşüncesinin Chomsky’nin “necessary illusions” düşüncesinde yinelenmesi. (ç.n)
(3) “abject correlative” T.S. Eliot’ın aşağıdaki paragrafında tanımladığı Nesnel Bağlılaşım’ın (Object Correlative) tahrip edilmesi. “Coşkuyu sanat biçiminde anlatmanın tek yolu nesnel bağlılaşım yani o tek coşkuyu formüle edebilecek bir nesneler dizisi, bir durum ya da bir olaylar zinciri bulmaktır, öyle ki duygusal deneyimle sonuçlanacak dış gerçekler açıklandığında coşku uyansın.” (ç.n)
(4) Sinir hücresine giden ince bir lif. (ç.n)
(5) Tahılın ekim, filizlenme ve biçim dönemlerinin kutlandığı ünlü dinsel tarım şenliklerinin yapıldığı, adına "Büyük ve Küçük Eleusis Gizemleri" denilen Attika'da, Atina ve Megara arasında yer alan kent. (ç.n)
(6) “The Tibetan Book of the Dead” kitabından terimler; Bardo ‘geçiş evresi’, Gandharvas müziksel, maddesiz varlıklar bütünü anlamında. (ç.n)
(7) Kabala terimi. Doldurmak için boşluk yaratmak. (ç.n)
(8) Boş yer korkusu. (ç.n)
(9) Yoktan var etme. (ç.n)
- 1. Jim LEFTWİCH Çeviren: Suzan Sarı (Monokl 2'de yayınlanmıştır.)