Nazmi Cihan Beken, Hayal dergisinin son sayısında (32.sayı) Sina Akyol'la bir söyleşi yapmış. Birkaç soru ve cevap şöyle: ... ... N.C.B: Bazı şiirlerinizde gördüğümüz harf büyütmelerini sormak istiyorum. Ne anlaşılmalı onlardan?
S.A.: Ben onları bilgisayarda 12 puntoyla yazdıktan sonra "mause" yardımıyla "seçip" 76 puntoya filan getirmiş değilim. Yazarken, en çok bağırdığım yeri -yerleri kocaman puntoyla yazmıştım ve kendi çapımda bir "deney"di bu. Heves ve Kitap-lık dergilerinde yayımlandı o şiirler. Dergiler bir bakıma "antrenman" alanlarıdır. Epey zaman sonra o antrenmanların verilerine-sonuçlarına baktığımda şöyle dedim ben bana: "Sen ki 'sakin' yazmaktan yanasın, ı -ıh, olmamış bu kadar bağırma, o koskoca puntoları 12'ye indir, onlar yine şiir olur." Demek istedim ki, vazgeçtim onlardan. (...)
N.C.B: Şiirimizdeki güncel tartışmalara bakışınız? Poetik tartışmaları? Manifestolar? Deneysel şiir? Görsel şiir? Şiiriniz oluşturulmaya çalışılan bu bağlamların neresinde duruyor sizce?
S. A. : Her şeyden önce şiir üstüne yapılmakta olan 'kanlı-bıçaklı' tartışmalara değinmek, bunları 'abesle iştigal' gördüğümü belirtmek isterim. Neredeyse moda oldu, "Pek çok şiir yazılıyor ama şiir çıkmazda." türünden saptamalar yapılıyor. Elbette çok şiir yazılacak. Çok değil otuz yıl geriye gidelim, o dönemin yıllıklarına filan bakalım. O yıllarda yazmakta olanlardan kaçı kalmış bugüne, bir görelim. (...) "Değişegelen yaşam", şiirin de yeni anlatım yolları, olanakları peşinde koşmasına neden olacaktır. Görsel şiir olsun, dğerleri olsun, zaten bu nedenle ortaya çıkmıştır. Öyleyse onların benzerlerini üretmemek gerekir. İyi şairin, kendisini "değiştirerek yenileme" sürecinde, varmayı umarak "yeni" hedefler araması, yapabileceği en iyi şeydir. Eğer yapılan buysa deneyselliğe sonuna kadar varım. (...)
N.C.B: Lirizm kurtarılamaz mı?
S.A: Soruyu anlamaya çalışıyorum:
a) Günümüzde yaşanmakta olan rezil, pespaye, çivisi çıkmış hayatı açıklamakta yaya kalıyor lirik şiir; kafası bozuk, protest, reel olan bütün değer yargılarına bağırıp çağırarak karşı çıkan alternatif bir şiir gerek!'ten el almış bir soru ise bu, şöyle derim: Örneğin Ahmet Güntan'ın "bok"unu ya da Efe Murad'ın "anlaşılmaz" kitabını elbet anlıyorum, hatta onları haklı bulduğum da söylenebilir. Ama örneğin Ülkü Tamer'in henüz yayımlanmamış şiirlerini, şimdiden, "bok"tan, öyleyse "püsür"den de demeliyim, daha çok sevdiğimi niçin söylemeyeyim? (Sıralama itibariyle önce Ahmet Güntan'ın şiirini ".oktan" ve Efe Murad'ın şiirini "püsür"den... ya da "ikinci sınıf bulduğum düşünülmesin. Aklı başında olan herkes Ahmet Güntan'ın önemli bir şair olduğunu bilir. Efe Murad'ın ise şiirimizde belirli bir yeri olacağı -bence- tartışılmaz)
b) Bütün bunlara karşın, soruya şöyle de cevap verebilirim: Şart mıdır? ... ...
Bunlar sorulardan birkaç tanesi, kapsamlı denilebilecek söyleşi için gerisi dergiden takip edilebilir.
Yorumlar
bu söyleşiden şunu anlamış
Puanlar: 13
‘yukarı’ dedin
bu söyleşiden şunu anlamış olduk buraya alıntılanmış ilk soru itibariyle: sina akyol, o harf büyütmelerini görsel bir amaçtan çok, sessel kaygılarla yapmış. ben de neden yapmıştır ki diye düşünür dururdum. Deneyselliğin sese karşı bir hareketi değil bu, olsa olsa sesin gücünü pekiştiren bir pratik. deneysellik elbette sese karşı bir organizasyondan ibaret değil. öyle olsa ses şiirleri olmazdı.
görselin sesi yok etmesi
Puanlar: 13
‘yukarı’ dedin
görselin sesi yok etmesi gerekmiyor aslında bence. görselin içinde ses olabilir, televizyon gibi. onu yapmak değil mi aslında görsel şiir? radyodan tv'ye doğru. kaynakları farklı, her ikisi de kullanılabilir. mi?