Übü'nün Morfofonetik Evreni

Birincil sekmeler

Linda Klieger Stillman, 1977 French Review, Vol.50, No:4

Zeynep Cansu Başeren'in katkılarıyla çeviren, suzan sarı

Übü, evreninin iç tutarlığını ve asıl varoluşunu göstergelere (ve lere) borçludur. O gerçeklikle çatışmaz, bozunuma uğratarak otonomik göstergeyi gerçek dünyanın yerine koyar. Kapsamlı ve sağgörülü çalışmasında Michel Arrive, nin yazılarındaki "göstergeye dair hakiki bir saplantının varlığını(n)" doğruluğunu kabul eder.(1) Gösteren ve gösterilen arasında koşutlanmış bağ sıradan iletişimsel dilde olduğu gibi herhangi bir göndergesel esasa, şeyin kendisine itimat etmez, aksine bu ilişki bir şeyin göstereniyle yarattığı imitasyona bağımlıdır. Böyle koşutlanmış bir bağ, burada morfofonetik modellerin yapılandırılmasıyla kotarılmış, yapılanma ve düzenlemesini etkilediği temel yasaların neler olduğunu açığa çıkarma göstergebilimsel problemini de içerir. (2)

Sembolik morfofonetizm öncelikle, keyfi fakat uzlaşımsal “gerçek” hayat göstergelerini (o dünya tam da o göstergeler tarafından yapılandırılmıştır) sistematik ve eşzamanlı yapıbozuma uğratan paradigmatik neolojiler, kişi isimleri ve sözdizimsel yığınları açıklarken, bir yandan yerine koşutlanmış ve uzlaşımsal olmayan göstergeleri dolaşıma sokar. İçeride, morfofonetik göndergesinin sisteme içkin olduğu “anti-gösterge”, metinsel sistemde ortaya çıktığından metinsel gösterge, dilbilimsel güdümleme ve tahribin nesnesi olur. Übü’nün biçim, işlev ve cisminin varolmaya devam ettiği özel bir dünyanın yapılanmasına mahsus Übüvari göstergeler ve anti-göstergeler herhangi bir belirlenmiş çalışmaya bağlanmaz, fakat içinde okurca yapılan karşıt-göndergenin (cross-reference) kabul edilmesi gereken metinlerarası bir evren belirler.

Her gösterge, zihinselden çok plastik niteliğinden dolayı çokişlevlilik sergiler, yalnızca kendi zıddını değil fakat aynı metnin başka herhangi bir yerinde ya da başka bir metinde yapılanmış başka bir gösterge ağını işaret edebilme yetisine sahiptir: tek bir göstergenin dilbilimsel ayna oyununda sonsuz yapılanma ve yıkımı. Göstergenin kozmogonik gücünü yansıtan semiyotik bir kavşak gibidir tam olarak. Gösterge dizinleri hem uzlaşımsal göndergesel içerik hem de herhangi mantıklı, dizimsel bir koordinasyon yoksunu olsa da bir yandan sözel değiş tokuşun saçma tonunu ifade ederken, tutulmuş gereksiz şiddeti, girişimin vektörünü, ciddi fiziksel oluşu, mutlak kibiri işaret edebilir. Örnek aşağıda Übü ve Bougres arasındaki mücadeleye bakılabilir:

"-Al sana, korkak, alçak, çıplak, bîhak! -Al sana! Polonyar, sular, batar, kalar, kafar, muşar, savuayar, komünar! -Al sana, kapon, koşon, felon, histrion, fripon, suyon, poloşon!" (Ubu roi, V.ii)

Esnek dili morfolojik ve fonetik deforme ve biçimlendirme, kozmik görü ve oluş'u yani Übü’yü yaratır: neşeli ve kokuşmuş, ahmak ve cingöz, gizemli çünkü çokyüzlü. Okuru üyeliğe kabul ederek (kelimenin tam anlamıyla) göstergeler plastik ve sesli özellikleri sayesinde gösterilen değeri ya da anlamı taşır. Örnek alınacak bir biçimde gösterge, burada sadistik bir grafi-sessel ağ, bir girişim olur, yıkar ve yeniden yapar: artık bir silah ya da alete gönderme yapmaz, gösterdiği şeyin kendisidir.

Kaçınılmaz olarak Übü’nün mülkiyetindeki göstergenin aktif iktidarı Jarry’nin hermetik oyunu Cesar Antechrist’te proto-morfik bir Ubu roi versiyonu içermesiyle vurgulanır: Übü’nün, Antichirist’in (Deccal) dünyadaki cisimleşmiş hali olduğu “Dünyevi Sahne”de, aldatıcı dış görünüşüyle belirir. Ek olarak Christ’in olumlu krallığı onun göstergesidir, eylemin amacı göstergeyi tersyüz etmektir, yani yıkılmış gösterge krallığını, anti-göstergeyi kurmaktır. Ubu roi böylece metinsel göstergenin deformasyonu yetkinliğinde bir temsil kurar. Antichrist krallığı, Übü’nün kralı olduğu, Ubu enchaine’de sırası geldiği için göstergelerin tümünün yok olmasıyla ters yüz edilir. Sessizliğin kendisi plastik olur ve göstergeyi eşzamanlı eşit ancak göstergenin hatta anti-göstergenin zıddı olarak işaret eder. Jarry’nın Ubu enchaine epigrafında kendisinin de söylediği gibi, bu oyunun amacı enkazın kendisini yıkmaktır, enkaz doğal olarak tersyüz edilmiş göstergeler sistemidir, anti göstergedir. (3) Morfofonetik göstergenin “sıfır derecesi”nin rolü tam olarak aktiftir. Ubu enchaine’de belli sözlükbirimler, Ubu roi’nin karakteristik kelime dağarcığı ( cornegidouille veya phorçat gibi), sözde Ubu’nun birbirini takip eden bölümlerini yıkarak bütün metne gönderme yapmayı amaçlar (ve bu göstergeler göreceğimiz gibi açıkça morfolojik olduğu kadar fonetik/grafemik güdülenmeden kaynaklanır). (4) Übü’nün evreninde girdinin eksikliğinden ziyade, sessizlik, metinlerarası göstergelerle biçimsel ilişkisine uygun olarak şaşırtıcı ve tahrip edici olur. Ubu enchaine, Anne ve Baba Übü arasındaki metinselüstü diyalogla başlar:

"-Ne! Hiçbir şey demiyorsun Übü Baba. Sözcüğü mü unuttun? -Übü…Anne! Sözcüğü söylemek istemiyorum artık, bana çok anlaşmazlığa maloldu." (Ubu enchaine, I.i)

Sessizliğin, göstergeye ve anti göstergeye eşit ve onun zıddı olması gibi, son ikisinin bir evrime (inversion) oluşturduğunu söylemeden devam eder. Übü’nün evreninde, ilkin Antichrist’in İsa’ya zıtlığıyla belirtilen, değerleri bu ilkenin telaffuz edildiği ve telaffuzuyla yeni bir süzeni çağırdığı Ubu enchaine’de daima açık olacaktır. “özgürlük(ün) esaret(tir)!” (UE,V.i) olduğu bir dünyada “kölelerden başkası buyruk (veremediğini)(UE, V.i) öğrenmek yalnızca doğaldır ve Übü, kimsenin biyolojik rahatını kaçırmadan kölelerin kralı olur, “boynuna metal halka, ellerine ve ayaklarına zincir ve kordon gibi süsler takan kişi” (UE,IV.vi). Tabiî ki, etkin olan içeriğin uzlaşımsal gösteren gösterilen ilişkisi değildir, bu dizinin de gösterdiği gibi, sözcük-biçimsel sisteme dâhil olan zıddın kendisin yapısı önemlidir. (5)

Ubu roi’de tanıtılan, Übü Döngüsü'nün başlıca paradigması "bork-finans-fizik" (merdre-phynance-physique) üçlüsünden oluşur. Öz-düzenleyici, dinamik sözcük-biçimsel sistem belli dönüşümleri ve ilgili alt-sözlükbirimleriyle ( yaratıcı morfofonetik güdülenmede rol alan ancak yinelenen üçlü içerisinde ikincil önemde olanlar) Übü’nün tabiatında küçümsenen süperegoya karşı libidinal isyanının niteliğini yani “gerçek hayat”ı belirler. Akılda kalabilir göstergeleri Übü’ye özel morfofonetik güdülenme ile adlandırabilmek için deforme ederek değerlendirmekle Jarry bu anti-göstergeleri, etki ve tepki (action ve reaction) -aynı maddenin anti-göstergesinin bu gerçekleri de içermesi nedeniyle- belirlenmiş ve isyan boyutları da işaret edebilir kılar. Göstergeler deforme edilmiş, böylece, Übü’ye, evrenine ve Übü’nün buluşuna uygun olarak, türetilmiştir.

Merdre! (hassıçtır!/bork!) kesin meydan okuma, Übü tarafından izleyicisine atılan kışkırtıcı bir torpildir. Çoğullaştırılabilirlik anti-göstergenin değerlerarasılık (transvaluation) evreninde kahramana özel girişimleri, gerçekte ise asıl varoluşunu işaret ediyor olsa da göz dikilmiş dışkı Übü’nün dev bağırsağının besin seçimi, kendinde bir dünya haline geliyor. Araya sokulan ve bu bağlamda fonetik olarak Übü’nün sindirimi sırasındaki bağırsak gurultularını ve iflağ olmaz iştahını tatmine yönelik saldırılarını sembolize eden “r”nin sayesinde “merdre” (bork) Übü'nün yaptığı ve olduğudur. Anti-gösterge bağlamında söylendiğinde atılması için açık, şekilsiz bir ağız boşluğu gereken bu tükürük sesi, neolojinin iletilmesiyle var olan kendiliğinden ve kabaca evrenin önemli bir noktasına hizmet ediyor. Übü’nün çocuksu bayağılılığı göstergeye ikinci hecenin eklenmesiyle kendini gösteriyor. Kozmogonik tılsımsı gösterge, destekleyici bir sesbirimin araya girmesi yüzünden Übü’nün politik darbesi ve ülkesinin yasaları olan değerler sistemi kurumuna da işaret eden önemli bir sözcedir.

Ortografik olarak Ubu roi’de, neolojizmin Übü’nün egosentrik kişiliğine uyumunu anlatan yalnızca MA, MES, MERDRE (benim, benim …lerim, bork) gösterenleri büyük harfle yazılır. Gerçekte yalnızca Übü’nün kendisine has olan Übü evreninde onun sözlüğüne en ayrıcalıklı giriş “merdre”, insanlar ve nesneler için keyifle kullanılır: memuruna “Borkumun oğlu” diye, eşine “Borkumun Madamı” diye seslenir. Aslında “karnabaharların übüvari bir hali var” (“choux-fleurs a la mode ubuesque”) anlamına gelen “karnabaharların Merdre’si var” (“choux-fleurs a la merdre”) kullanışında olduğu gibi eşi de anti-göstergeyi kendi kelime dağarcığıyla birleştirir.

Ubu cocu’da pompe a merdre’siyle (bork pompası)büyülenmiş Übü, pisliğin tam olarak özdeksel haliyle yeniden ürettiği anti-göstergesi “merdre” ile evrenini taşkınlıkla biçimlendirmeye devam eder. Bu yayılma halkın ihtiyaçlarını ve bireysel zevklerini yapılandırır, tamamen “merdre” ve maddeyi üretici ve soğurucu “merdre” makinesi üstüne kurulu bir yapı. Ayakkabı satıcısı Scytotomille, bağıra çağıra mallarını satar: “Buyrun Mösyö, harika bir mal…” (Ubu cocu, III. iv). Übü adlandırılamayanı adlandırarak bir evren kurdu: sözce, kendisi adlandırmadan önce var olmayanı mevcut kılar. Übü’nün icadı makinenin kurulumu kendine has düzeninin başlangıcını işaret eder. Tebaasından biri “aa, ama bu…” (Ubu cocu, III .ii.) diye şikayette bulunur. Aslında Ubu roi’nin tehditkar savaş çığlığı “merdre”’nin yerini “ a la machine” (UC, III.ii) alır. Bu sıra dışı makine merdre ve cervelle (bork ve beyin) arasında bir eşitlik kurup geleneksel olmayan ancak güdülenmiş eşanlamlı sözcükler olurlar, ileride göreceğimiz gibi Ubu roi’de bork ve finans'ın daha önce eşitlenmesinden kaynaklanan beyin ve finans çiftinde olduğu gibi. Böylece insanların finans-bork’u sahiplenmesi pompe a merde anlamında Übü’nün hayatını koruma gereği beyinsizleşme (decerevelage) sorunu oluyor. Übü'nün dönüştürmeleri ve uşağın Song of Disembraining ile yürüyüşü: "Gidenin asla dönmediği kara delikte/ İşte pazarları gezilecek yer/ Haşlanmış Sokak’ta beyinsizleşme görmeye", "Bakın, bakın dönen makineye/ Bakın, bakın sıçrayan beyne/ Bakın, bakın titreyen rantiyelere…/Hurra! Kıç-boynuzları, yaşasın Baba Übü!" (Ubu cocu, III, iii)

Phynance’ın Übü'nün sözlük sisteminde merdre ile dönüşümlü kullanımı hiç de şaşırtıcı değildir. “phy” ekini Übü’nün sadistik içgüdüsel varlığını ve cezasının mağduriyetini yani başlıca yandaşlarının bankerler olduğu pre-übüvari düzeni temsil eden grafemik bir dönüşüme de uğratır.

Böylece phynance yönlendirmesine ve merdre ile ortaklıkları yüzünden sonradan "maliyenin efendisi" (maitre des pyhnances) olan, Übü’nün, malzemesini küfürbazca seçtiği ve tam olarak sindirdiği aynı maddenin, burjuvazik kapitalizmin ontolojik haline de işaret eder. “phynance” Übü’nün beslenmesinin bağlı olduğu etken hammadde olur. Sözdizimsel ilişkiye girdiği göstergeler Übü’nün cismini (ve aslını, özdeş olduklarından) güçlendirir: kendisinin saf genişlemesi "finans kılıcı" (sabre a finance), "finans kancası" (croc a finances, "finans tabancası" (pistolat a phynance) gibi salt yayılmaları, “phynance” ı elde etmek için kullandığı araçlar açıklayıcıdır. Eşanlamlı olan "bork kılıcı" (sabre a merdre) ve "bork kancası"sını (croc a merdre) işkence aletlerine gönderme yaparak kullanır. Gözde küfür cornefinance’de olduğu gibi Übü’nün sadizmi ve kendisiyle arasındaki ilişkinin altını çizer. Kral Übü’nün kendisi "her yerde yalnızca yanmış evler ve maliyemizin ağırlığı altında kıvranan insanlar (görüldüğünü)" (Ubu roi, III.vii) teyit eder, "übü’nün ucu" (corne d’ubu) diye haykırır. Übü’nün gücünün miktarı ve içtenlilikle “phynance”a dayanan sıradaki hareketleri (gerçekliğini tanımlayan) daha belirgin olur. Bu gücüyle krallığındaki öncüllerini yerdeki kapıdan dışarı atar. Yerdeki kapı Übü’nün yaşam tarzındaki kaba dayatmacılığını temsil eder. Ubu roi’deki Asillerin, Yargıçların, Bankerlerin sonuçta kurtulduğu, Übü’nün "Finans tiyatrosunun güzelliği döşeme kapısının iyi işleyişinde barınır" (Ubu cocu, II.ii) önerisinde bulunduğu sahnede bu kapının bahsi geçer.

“Physique” üçlü paradigmayı tamamlar. “Phynance” ile aynı eşsesli biçimbirimi paylaşan ve metinsel sistemin dışına bir göndergesi olmayan daha çok aynı evrende içkinliğe işaret eden Physique Übü'nün evreninde anlamların üretilmesine yarayan morfofonetik davranışta da rol alır. Bir kez daha anti-gösterge Übü'nün fiziksel durumlarına işaret eder: cismani ilgileri davranışlarını, insanlarla ilişkilerini ve ruh halini yönetir. Übü'nün “physique”i yeni gerçekliği (Antichrist’in alaşağı edilmiş dünyası) bildirir, kişiliğinin mükemmel yayılması, Übü'nün fizik sopasını (baton a physque) kullanmasıyla sürekliliğini koruyan bir sistemin yargılarını kurar. Übü'nün özgün ilgisi fiziksel esenliğine hizmet etmektir; dolu bir karından ve grotesk başının üstünde bir çatıdan onu alıkoyabilecek her programı kovalar. Doğal olarak phynance ve physique olduğu kadar bastonları, kancaları, tabancaları (tuhaf adam) ve bork uçları (cornes a merdre) da gastrik doyumunu ve sonrasında korkaklığını korumasına yarar. Yakın bir askeri saldırıyla tehdit altında olduğunda Übü krallığına yakışır bir şekilde "Bize gelince, biz yel değirmeninin içinde duracağız, maliye tabancasıyla pencereden ateş edeceğiz, fizik sopasını kapının arkasına yerleştireceğiz ve biri içeri girmeye yeltenirse bork kancasından korusun kendini!!!" (Ubu roi, IV.iii)diyerek ilan eder. Göstergelerin hem paradigmatik ilişkileri hem de Übü'nün sözlüğündeki (hem de evrenindeki) rolleri askeri teçhizatını "Ruslar uzakta değil, ve biz yakında borklu olduğu kadar finanslı ve fizikli silahlarımızla saldırmak zorunda kalacağız" (Ubu roi, IV.iii) diye belirten Übü tarafından son derece açık hale getirilir.

Übü'nün hantal varlığı, ses tokluğuyla güdülmemiş kitleleri ve hamilinin sefaletini uyandıran ünlü "göbbeek" (gidouille) göstergesi ile yeniden üretilir. Übü'nün gözde sözcüklerinden biri olan "göbeeminucu" (gidouille)onun devasa midesini ve tepkilerinin bağırsak seviyesini temsil eder. O da cornegidouille gibi ifadelerde olduğu gibi birleşik biçimbirimleri şekillendirir. Jarry tarafından büyük ihtimalle Übü'nün adanmışlığını bağırsak ihtiyaçlarına yaklaştıran ve kendi memnuniyetinin kesintisiz devamını garantilemek için kullandığı taktikleri ima eden ouiller (boşluk kalmaması için şarap eksildikçe fıçıyı doldurmak) fiiline benzerliğinden uydurulmuş bir göstergedir. Ouiller açıkça Übü’ye atfettiğimiz, şeyin nakline ve tam da aynı özümseme ve atma sürecine, girdi ve çıktıya da işaret eder. ouiller’sı düzgün çalışması için dengede tutulmalıdır: "Şu anda sindirmekle meşgulüz ve göbeemizin en ufak bir genişlemesi bizi telef eder" (Ubu cocu, II.iii) ouiller’nın düzenli işleyişi Übü'nün hayatta kalmasının gereğidir. Ouiller ve sözde-minimal çifti andoille (bumbarlı sucuk/dangalak) arasında Übü'nün sözlüğüne seçtiği bir sözcük ve domuzumsu özellikleri ve görünüşü arasında olana benzer karşılıklı bir ilişki ortaya çıkar. Dahası –ouille eki Jarry’nin nefret edilen fizik profesörü Monsieur Herbert’ın kötü ün etmiş lakabı Eboille’le küçük düşürücü bir yananlam taşır. Morfofonetik özellikleri yüzünden Ouiller Übü'nün varlığını ve evrenle ilişkisini temsil eder. Ubu cocu’nun bir versiyonunda, içinde Gidouille’nin geçtiği Ubu cocu… başlıklı bir bölümün ilk sahnesinde tam olarak netleşir: evrenin kendisi olur. Oyunda bir karakter olan Übü'nün ruhu da; “et comme…” (Ubu cocu ou l’Archeopteryx, I.v) diyerek beklenildiği gibi Ubu ve Gidouille denkleşir.

Fizik Sopası egzersizleri Übü'nün evreninde özel bir işleve sahiptir. Sadece Übü'yle ilişkisinin kurulduğu çalışmada Cesar Antechrist’teki rolünü inceleyerek Fizik sopasını tam olarak dışarıdan alınmış olduğunu anlayabiliriz. Bu yeniliğin metinsel sistemin dışında herhangi bir göndergesi yoktur, aslında kendi yarattığı Übü'nün evrenine özeldir. Bu evrenin başlangıcını, varlığını, biçimleyici ilkesini gösterir. Fizik sopası’nın kendi ekseninde dönüşümlü olarak eksi göstergeden artı göstergeye iletilen mesajdır; gösterge ve anti-gösterge, gece ve gündüz, diyastol (kalp genişlemesi) ve sistol ( kalbin büzülmesi), varlık ve yokluk (being and non being) bütün karşıtlıklar eşittir. Übü'nün eşbiçimlisi olan alanda nihai güçle açıkça aşılanmış sopa tamamlayıcı bir güçtür: "DAHA-AZDAKİ-DAHA-ÇOK, baykuşsun sen, cinsiyet ve Ruh, erkek ve kadın…Zenith ve Nadir, her iki kutup…Özdeş zıtların aksiyomu ve ilkesi, patafizisyen…hem Antichrist hem Tanrı, Ruh’un atı, daha-Azdaki-daha-Çok, Çok-olan-Az, sıfırın gözlerde kalan sinematiği, bitimsiz çokyüzlü cisim…Baykuşsun sen, Ruh’un cinsiyeti, hermafrodit, yaratır ve yokedersin."(Cesar Antechrist, II.vi). Sopa'ya şükranlarıyla Cesar Antechrist, (Übü) her şeyi kendinde taşıdığını fark eder (cf. The Gidouille), o ve Christ, Janus’un başının iki yüzüdür "Çift yüzümü göstermek için dönmeyeceğim. Akla haiz varlık bu iki eşzamanlı karşıtı, birlikte varolan bu iki ebediyeti görebilir" (CA, IV.vii) Böylece Fizik tarafından üretilmiş diğer sözdizimsel grup gibi Fizik Sopası özümseme ve atma ikili sürecinin üstünlüğüyle Übü ve evreninin (fiziksel olarak bir ve aynıdırlar) özdeşliğinin belirtisidir.

Fizik Sopası Antechrist olarak Übü'nün içgüdüsel fallik sadizmini kurmaya da hizmet eder. Sopa'yı işaret ederek Templar ( Kudüs hacılarını koruyan şövalye) "Söküp atılmış fallus, BÖYLE SIÇRAYIŞLAR YAPMA!"(CA, II.vi) diye haykırır. Übü'nün aslı bu şekilde sopa'nın açıklığıyla dıştalanmıştır.

Achras da onun isimlerindedir. Bütün hayatını çokyüzlülerin ahlak kuralları üstüne tez yazmaya adamıştır. Bu, dingin çalışması Übü'nün girişiyle daima kesintiye uğrayan klasik zihin, en iyi ifadesini yunanca Achras isminde bulur. Achras’ın adı kategorik olarak Übü'nün Achras’ın müdahalesine öncelik verdiği tüm suretleri tahrip etmesiyle zıtlık oluşturduğu mantık ve durgunluğunun belirlediği varlık ve yokluğuna işaret eder. Übü'nün evreninde aslında yunanca olan aynı biçimiyle geldiği uzlaşımsal göndergesel anlamıyla (armut ağacı) olmaması önemlidir.

in praesentia ilişkilerine model olarak Fizik'e dönersek patafiziğin Übü'nün dünyasında göstergelerin anlam kazanma yöntemlerini örneklemede en iyisi olduğu söylenebilir. Bu gösterge Übü'nün gezindiği, işlevlerin etken olduğu tüm sisteme işaret eder. Bağıl biçimbirim pata’nın Fizik’le birleşmesiyle Jarry, içinde oluştuğu dilsel koşulların dışında herhangi bir durum ya da nesneye gönderme yapmayan, metnin dilsel sisteminde tüm nesne ve durumlar arasındaki ilişkiye gönderme yapan karmaşık bir biçim yaratmayı başarmıştır. Sistem içerisinde nesne ve durumların gösterge olarak var olması, belli olmasıyla patafizik aynen göstergeler arasındaki ilişkileri düzenleyen bilimdeki gibi göndergesel bir işlev elde eder. Sonuçta Übü'nün evreni Roland Barthes’in Phedre’yi sorgulayıcı bakışına, “adlandırmak ya da adlandırmamak”, gerekçeli bilmece “nasıl adlandırmalı”yı ekleyen dilsel bir evrendir.

Bir kez daha baton a, corne vb. ile kıyasla farklı işleyen pata biçimbiriminin fonetik telaffuzu göstergesel esasını yeniden üretir. Bütün fonolojik ilkeler /p/ ve /t/ ünsüzleri ve /a/ ünlüsü arasındaki zıtlığa işaret eder. Genel ünsüz ve sessel telaffuz farklılıklarının yanında bu iki özel ünsüzler ve özel ünlü arasında özgül ikili özellikler sabit olarak yarılır. Hava geçidinin sınırlaması olmadan telaffuz edilen, bir sesle biten ünlülerin tersine, en uygun ünsüz, /p/ ve /t/ sessiz biter. Dahası biçimlendiricilerine göre dudak ünsüzü /p/ ve dişsel ünsüz /t/ en az enerji çıkışıyla ve daralma noktasında küçük bir yankılanma boşluğu ve telaffuza bakarsak en dağınık/yaygın ünsüzlerdir (Helmholz). /a/ daralma noktasında geniş bir boşluk oluşturan (ön kenarlı) böylelikle enerji girdisinin aşırı yükselmesiyle (sesle) en yoğun ünlüdür. /p/ ve /t/ en uygun ünsüzlerken /a/ ideal ünlüdür. /t/ ve /a/ arasındaki kadar /p/ ve /a/ arasındaki karşıtlı yapı telaffuz ve ses ilkeleriyle doğrulanmıştır. Medial tonlamasıyla /t/ keskinken, bu iki ünsüzün kendilerinin ikincil /p/ ye karşıtlığı vahimdir. Bu karşıtlıklar fonemik şablon ve katmanlaşmada temeldir. Bunlar, Jakobson ve Halle’in işaret ettiği gibi;

olağan çocuk dili başlar, psikopatoloji uzmanlarınca “dudaksıl evre” (labial stage) denen dilin tam kaybından önce gelen afazi bozulma sona erer. Bu dönemde konuşmacı genelde /pa/nın uyarlamaları olan tek tip sözce oluşturabilir. Telaffuz açısından sözcenin bu iki bileşeni yanaksal alanın zıt biçimlerini temsil eder. Enerji çıktısının azami azaltılmasıyla dağınık duraklama sessizliğe en yakın yaklaşımı gösterirken açık ünlüler insanın sessel donanımının yeter olduğu en yüksek enerji çıktısını temsil eder. Bu zıtlık… iki ardıl bölüm arasındaki karşıtlık olarak ortaya çıkar; en uygun ünsüzler ve en uygun ünlü… hecenin evrensel modeli. (6)

Gerçekte diğer karşıtlıklar her zaman bağlayıcı olmadığı halde bilinen her dil boşluk/keskin ve yoğun/yaygın ikiliklerini kullanır.

pata’nın en temel ve evrensel söz eylemi, temel fonemik üçgenin parçasallaştırılması olması belitseldir [ibid., p. 438]

Übü'nün faziletli olması kadar patafizisyen olması yüzünden. Übü'nün patafiziksel biliminin temel kaidesi karşıtlıkların özdeşliğidir: Christ ve Antichrist, gece ve gündüz, gerçek ve düş, artı ve eksi.

Karşıtlıklar sonsuz, bütünlük ve henüz ayrılmamış egosunun tüm dünyayı içerdiği, mantık öncesi sözün varlığıyla özdeksel olduğu Übü'nün cisimleştirdiği evren tarafından kapsanır. Dolayısıyla kozmosun doğası bireye bağlıdır. İki gerçeklik arasındaki bu geleneksel çatışma (mikrokozmik benlik ve makrokozmik dünya, gösteren ve gösterilen), ikili şemaları bütün olan asosyalleşmiş birey tarafından geçersizleştirilmiştir. Patafizik böylece bireyin muhayyilesi tarafından keşfedilmiş sanal bilimini oluşturur. Her şeyin eşitliğiyle (zıtlıklarından ötürü) bu bilim eşzamanlı olarak birlik ve ikiliği temsil eder; kendisi ve zıddı olan bir şey. İlke kendini patafizisyen, Übü'nün dönüşmüş hali orijinal patafizisyen Doktor Faustroll’un sadık kölesi Bosse-de-Nage’nin konuşmasıyla açık eder. Bosse-de-Nage kendisini yalnızca “totolojik tek hece” Ha ha ile ifade eder. Jarry şu yorumu yapar;

"AA yazmak daha yerinde olur, zira h harfinde alınan soluk dünyanın antik dilinde yazıya geçirilmiyordu…A’nın yanına yerleştirilen ve ona göze ilişecek ölçüde denk olan A, özdeşlik ilkesinin formülüdür: bir şey kendisidir. Bu aynı zamanda harika bir çürütmedir, çünkü mekânda, değilse bile zamanda farklılaşan bu iki A, onları yazdığımız zaman asla ikizler gibi birlikte doğmazlar, Bosse-de-Nage’ın ağzının murdar ses boşluğundan çıkarlar" (Gestes et opinions, livre IV, ch. 29"

Janus’un başını anımsatan patafizik evrenin en uygun eğretilemesi, “Ha ha” dilbilimsel olarak, şeklen değerini yansıtan pata biçimbirimininkine denk biçimde işler.

Patafiziğin sanalın bilimi olduğu gerçeğine dayanarak patafizisyen, bilimini tüm zıtlıkların çözümlenmesi yoluyla tüm mümkün şeyleri ortaya çıkarma adına kullanır. Patafizik bu yolla "Belki de gelenekselin yerini alması gereken (budur)" (ibid., II,8) “ilave” evreni, Übü'nün içinde ve göstergeleriyle mevcut olduğu evreni açıklar. Gestes et opinions’da Cesar Antechrist’in yazarlığının Übü'ye bağlanmış olması da ayrıca önemlidir. "Ve İsa Şirketi’nden eski Polonya kralı R.P. Übü, Daha çok göstergesi ile Daha az göstergesinin aykırılığından César Antéchrist adında büyük bir kitap yaptı; zıtların özdeşliğinin, fizik sopası denen mekanik aygıt aracılığıyla yapılmış uygulamalı yegane ispatını içeren bir kitap." (VII, 39). Ve tüm karşıtlıklar denktir, gösterge dünyasını anti-gösterge dünyasına ya da sessizliğe eşitleyen sözlük-biçimsel sistemde önde gelir. Sonuç olarak Cesar Antechrist’in bir hareketi gibi ortaya çıktığından Übü, Ubu roi’nin yazarı için anlamlı olmalıdır. Übükendini yaratmıştır; yine patafizisyenin ilahiliğinden. Faustroll’un "Hıristiyan mısınız?" sorusuna kategorik doğrulamalı cevabı "Ben Tanrıyım" ile daha iyi örneklendirilebilir.

Übü'nün bilimine ilk gönderme açıkça yapılmasa da olanakları yadsınamayacak kadar sezdirilmiştir. Ubu roi’de iletim anlamında tatminsizliğiyle Übü "Polonya’ya döndüğümüzde fizik bilimimiz vasıtasıyla ve müşavirlerimizin aydınlatıcı bilgilerinin yardımıyla, bütün orduyu taşıması için bir yel arabası tahayyül edeceğiz." (Ubu roi, IV.iii) diye kendine söz verir.

Ubu cocu’da yine de Übü kendini Achras’a "Mösyö Übü, eski Polonya ve Aragon Kralı, patafizik doktoru" diyerek kartvizitinden okurmuş gibi tanıtır. Achras cephesinde anlama eksikliğinin açıklığıyla yüzleşerek Übü "Patafizik bizim icad ettiğimiz ve genel olarak ihtiyacı duyulmuş bir bilimdir." (Boynuzlu Übü, I.iii) diye açıklamasını yapar. Bork pompası’nin mucidi, fizik sopası’nın kullanıcısı “Fizikötesi” Übü evrensel olarak gereksinilen bilimin, patafiziğin mucidi de olur. Übü patafiziğin mutlak/sonsuz yaratıcı kapasitesini ve iyelik sıfatı yoluyla kendisiyle ilişkisini belirterek "Patafizik bilimimiz sayesinden topraktan en nefis yiyecekleri fışkırtamıyor değiliz" (Boynuzlu Übü, II.ii) açıklamasını yapar. Zincire Vurulmuş Übü’de Übü'nün Fransızca konuşmayı bırakmasına (“je parlas français…”[I.i]) [Biz Polonya’dayken Fransızca konuşuyordum] rağmen bir patafizisyen olarak rolünden bir şey kaybetmez, “ma science …” e göderme yapmaya devam eder. Şüphesiz kral ya da köle, sadist ya da sözde-mazoşist, Christ ya da Antichrist olsa da Übü, eşitliğine rağmen ve eşitliği sayesinde iki tersyüz edilmiş dünyayı içerebilen bir ayna gibi tüm karşıtlıkların patafiziksel çözümlemesini yapabilmesiyle, tüm ulu bilginlerin üstündedir.

Jarry’nin abartmasız, dile tapındığını söylemeden devam eder. Dilsel evreninde sözcük oyunlarının çokluğu, neolojiler de rigueur, klişeler onarılmış (Kral Übü’de anne Übü, baba Übü'nün “Eh! La merdre …” [Eh! Bork fena değildi] sorusunu “Chacun son gout” [Zevkler ve renkler tartışılmaz] diye yanıtlar.) kesitsel biçimbirimler hanedan armasını oluşturur (Şef, Tresheur ve Pairle’in grupça eski Fransızca TOY ile cevapladığı; Antichrist’in “Qui sera roi?” [Kim kral olacak] sorusu) ve üslubun şaşası duruma pek de uymaz. Jarry’nın dehası varlığının sıkı sıkıya kendisini biçimlendiren göstergeleri yansıttığı bir evren ve karakter yaratmıştır. Jarry göstergeye kendi imgesinde yaratmak için ilahiliğin en büyük gücünü yüklemiştir.

notlar:

(1) Michel Arrive, Les Langages de Jarry (Paris:1972) p.39 (2) Fonetik güdümlü kod teorisi tartışmasının daha detaylısı için bakınız, Jean-Michel Peterfalvi, Introduction a la Psycholinguistique, (Paris: Presses Universitaires de Frane, 1970) pp. 77-82 (3) Zincirliyken Ubu “cornegidouille! Nous….” der. (4) Bunun Jarry’nın izleyicisini yeni tip bir hükümdar olduğuna inandırmak için yaptığı bir manevra olduğu, aslında Übü'nün aslı –hayvani içgüdü- değişmeden kaldığında ortaya çıkar. Belli phynance gibi göstergelerin ve “Vous venerable …”, (Ubu enchaine, IV.vii) de olduğu gibi merdre’nin tahrip ediciliği kullanılarak değiştirilmiş göstergelerin sürekli kullanımı bunun kanıtıdır. (5) Michel Arrive sözcük-bilimsel sistemi (lexico-stylistic system) “un systeme qui …” diye tanımlar. (Les Langages de Jarry, p-301) (6) Jakobson ve Halle, Phonology in Relation to Phonetics.

* Kral Übü,

Yorumlar

Çok iyi!
O kadar iyi değil!

Puanlar: 27

‘yukarı’ dedin

Bu yazı Monokl 2'de yayımlanacaktı (Patafizik Koleji dosyasında) fakat Fransızca kısımlarını o hengamede kimse çevirmeye yanaşmadığı için olmadı. Açıkçası ben bu çeviriyi yine de aklımda tutuyordum ama madem buraya koyulmuş, elden ne gelir! Sağlık olsun...

Suzan'ın ellerine sağlık...