kitap etiketi ile yaftalanmış yazılar

kişisel kindle deneyimleri

Editörün sayısız çağrılarından birine bari kulak vereyim diyerek bu satırları klavyeye alıyorum.

Benim [w:e-kitap] tecrübem hemen hemen geçen sene baharda ilk heves edişimle başladı. Haliyle okur-yazar ve teknolojiyle arası kendine göre fena olmayan birisi olarak bir okuyucu alma isteğim o günlerde eğitim için Londra'da olan bir arkadaşımın sayesinde amazon kindle'la başladı.

Konvansiyonel Şiir Kitabı Biçimi ile Nereye Kadar?

İster dizeli, ister dizesiz, ister sözlü, ister yazılı, ister mecralar arası ve ister tamamen bir boşluk olarak şiir, biçiminden aşırı rahatsız olmuş gibi duruyor. Kitapçılarda, raflarda bekliyor. Bir bomba gibi dingin duruyor, fakat saatı geçmiş bir bomba olma ihtimali yüksek. Şiir, etkisini kaybediyor çünkü birileri -yayın enüstrisi, sinai yayıncılık, endüstriyel tipografi, köşedeki dağıtıcı vb.- onu ehlileştirmek, tektipleştirmek ve çoğaltmak için tek bir kıyafet giymesini istiyor. Şiirin seri üretimine dur de!

Y/emek

Ah bir flux olsa..

Dizeli şiirin tarihsel açmazlarından mı yoksa tam olarak modern-sonrasının getirdiği bir zorunluluktan mı bilinmez -ki aslında bilinir mutlaka, yeni bir olgu ile karşı karşıya olacağız yakında. Bu olgu, daha önce "kolaj" ile ilgili pek kaygı gütmemiş bir dilin edebiyatının geldiği noktada neler yaptığını da bize gösteriyor gibi. Şiir yeterince "sıkıcı" olduğu için, sıkıcı olan tarafın aşındırılması yönünde, :

fluxus

Dergi İstatistikleri..

3186 dergi çıkıyor memleketimizde, resmi kayıtlara göre. Toparlakça 4000 (fanzin şu bu da dahil) diyelim. 4000 süreli yayından bahsediyoruz ve elbette bunlara edebiyat dergileri de dahil. 70 küsür milyon insan, 20 milyon küsür genç insan var bu ülkede. , yetmez! Yetmez!

Bir kitap çıkarmak, albüm çıkarmaktan bile daha tarif edilmez bir hismiş meğer…

İlk şiir kitabım ‘Mor Rüya’nın yayımlanmasının heyecanını yaşıyorum. Bir kitap çıkarmak, albüm çıkarmaktan bile daha tarif edilmez bir hismiş meğer… Kütüphanenin rafında kelimelerinizin yer alması müthiş bir duygu. Hele de o kelimeler, senelerce yaşadığınız içsel kaoslardan doğan muazzam bir gökkuşağı ile boyalıysa… İşte o zaman bu şiirleri ortaya çıkarmanın bile başlı başına bir içsel başarı olduğunu anlıyor insan… Dünyanın beğenip beğenmemesinin veya onaylamasının çok önemi kalmıyor eğer içsel savaşlarınızda galip gelmişseniz…

Neden Şiir Kitaplarımız öyle?

Şiir kitapları genelde 64 sayfa, 13x18 ebatlarına yakın, mizanpaj olarak gayet sıkıcı ve kapaklarından tutun da, cildine, kağıdına kadar sevimsiz görünüyor. Kullanılan yazı karakterleri sanki Gutenberg'in emriymiş gibi Times New Roman ve türevleri. Çoğu kişi zarf ile mazruf arasında bir seçim yapılması gerektiğini düşündüğünden olsa gerek, çok önemli kitapların bir türlü özel baskıları yapılmıyor. Yani şiir madem o kadar önemli milletimiz için, neden aşırı önemsiz bir şeymiş gibi basılıyor?

Onu Sapı Bunun Çöpü Derken Biz Kaç Kişiyiz?

Aslında tam bir çakışma oldu diyebiliriz. Bugün Hürriyet, sanki çok önemli bir haltmış gibi "Flaş! Flaş! Flaş!" mahreci ile verdiği haber ile, nüfusumuzun 71 Milyon 517 Bin 100 kişi olduğunu duyurdu. Ve işin ilginç tarafı ise -ki bana sorarsanız gerçekten Flaşlık bir haberdir- 71 Milyon küsür kişinin yarısı (ki geçen senelerde de böyleydi).

Poet

Şiir Şöyle Öldü

Birkaç zamandır, eleştirmenlerin ya da eleştiri/tanıtım yazıları yazanların, mesailerini harcadıkları kitaplar hakkında yazıyorum. Yazıyorum çünkü, bu kitapların neden öne doğru çıkarıldığını merak ediyorum. Yazılanlara göz attıkça ve ciddiye alınması gereken tek sorunun, şiir kamusu üstü bir soru olduğunu düşünüyorum. O soru, aslında şair de bir insan olduğu için, doğrudan insanımızla ilgili. Sosyolojik ve bir o kadar da psikolojik bir soru çıkıyor ortaya.

2005'ten sevgilerle