2005, [w:Serkan Işın]
Zinhar, 2003 yılında ufak bir web sitesinde başladı. Bu site, çok genel olarak şiir ve şiir üzerine yazıların yer alacağı bir girişim olacaktı. Ayrıca dergiyi bir şekilde elektronik ortamda çıkarmaya ve insanlara ulaştırmak için yollar aramaya çalışıyordum. Çünkü böyle küçük girişimlerin normal matbuat yolu ile okura ve diğer yazarlara ulaşma yolları çok kısıtlandı ve yoğunluk yüzünden, kalabalık yüzünden o trafiğin içinde akması zorlaştı. Burada zaten internet üzerindeki ilk sayımızın "[w:Merkez-Kaç]" olması da tesadüf değil.
Zinhar, bir şekilde internet üzerinde "şiir" adı altında yayın yapan ve şiirin 90'lı yıllardan sonraki basiretsizliğini, onun tarihini ve nesnesini kapitalistleştiren ve [w:Mc-Donaldlaştır]an okur/yazar kitlesinin yapıp etmelerine bir itiraz olarak çıktı. Bu itiraz öncelikle "şiirlerin böyle sergilenemeyeceğine" ve bizim bildiğimiz edebiyat kamusunun geçirgensizliği ve kapalılığı ile onun tam da karşı tarafında konumlanmış net gezgininin uçuk flanörlüğü (surfer) arasındaki gerilime dikkat çekmek istemişti. Fakat bu gerilimin, hem kamunun (özellikle [w:80 kuşağı]) çarkları ile ilgili sorunlardan ve toplumun kabaca şiir algısının yok olmasından ya da değişmesinden kaynaklandığını gördük. Aslında değişen şeylere iki tarafın da yanlış tepkiler gösterdiğini de fark ettik. sonuçta hayatımıza giren ve yaşatımızın tüm alanlarında artık bizi hem bozan hem de yapan "yazılı/görsel" kültür araçlarına karşı Sözlü/Yazılı Kültür şiirinin etkisinin pek az olabileceğini düşünüyoruz. Bu yüzden zinhar.com ve Poetik Har(s) hem basılı hem de elektronik ortamlarda "kişisel deneyimi" görselleştirmeye ve "kod"lanmış 21. yy yaşantısının kodlarını yapı bozumuna uğratarak, şiir tarihi içinde yeni yollar aramaya koyulmuştur.
Derginin bir [w:internet sitesi], okurların e-posta ile isteyebilecekleri ve çok kısıtlı imkanlarla dağıtılan ve pek de periyodik olmayan bir de basılı dergisi var. Amacımız şiirde görselliğin yazı yolu ile değil tipografi yolu ile ikamesini sağlamak ve görselliği bir değer olarak tanımlamaktır. Bu bağlamda [w:Barış Özgür], [w:Özcan Türkmen], [w:Tarık Günersel], [w:Ali Ömer Akbulut], Evrim Önk, Bahar Şenol, [w:Şakir Özüdoğru], [w:Ulaş Başar Gezgin], [w:Aslı Serin] gibi isimlerle sürüp gitmekte olan derginin, bundan sonraki sayıları daha çok görsel şiir/somut şiir/deneysel şiir çalışmalarına katılmak isteyen yazarlara açık olacaktır. Zinhar'ın sunum/temsil konularında Türkçe Şiir Tarihinin hiç dokunulmamış yerlerinde dolaşmak istediğini belirtmek gerek. Çünkü kısaca 2. Yeni Şiir'i diyebileceğimiz şiir, daha çok temsil (sözlü / yazılı) ile uğraşmış, tarihsel malzemeyi görselleştirmeyi metnin imkanlarına bırakmıştır. Ama artık metnin kendisi yaşamın burgaçlanmalarına karşı yetersiz kalmakta, kodlanmış pratikleri çözmek konusunda "söz serilerine" başvuran imgelerden başka birşey çıkarmamaktadır ortaya. Oysa ki şiir, özünde işte bu tür müdahalelerden yola çıkarak yaşamın/kentin dayattığı "kod"lara karşı bir "karşı-kod" üretme düzeneğidir. İster mistik, ister semiyotik, isterse hak-hukuk olsun, her şeyin kısmen "simge"leştirildiği bir alanda, şiirin kendi içindeki eleştirisi ancak ve ancak kendisini var edegeldiği ve tıkanmasına yol açan bu tür saldırıları çözmesi ve alanını yaşamın daraltmasına izin vermeden genişletmesine bağlıdır. Bu anlamda, şiirin gövdesi, yazı, söz ve sesten grafik bir sunumlar (bir akış) silsilesine dönüşmelidir.
Zinhar [w:DADA]'dır.
Yani [w:Diyonizyak] [w:Apollonesk] Diyonizyak Apollonesk! Dada ASLA ÖLMEZ!