Görsel Şiir Çıkmazı
serkan_isin tarafından 5. Aralık 2016 - 12:02 tarihinde gönderildi* Sorun, görsel şiirin üstelik insanın kendi görsel şiirinin- çıkmazda olduğunun bilincine varmaktır.
* Sorun, görsel şiirin üstelik insanın kendi görsel şiirinin- çıkmazda olduğunun bilincine varmaktır.
ya da görsel şiir: biçimsel sapma
Hacettepe Üniversitesi'nden Özge Öztekin, şu başlıkta "Ontolojik Boyutta “Döngüsel Süreklilik” & “Değişim Ve Dönüşüm”ü İmleyen Görsel Sembollerle Şiirin Biçim Düzeyinde Bilinçli Deformasyonu: Divan Şiirinde Deyişbilimsel Bir Önceleme Alanı Olarak Biçimsel Sapmalar" bir makale yayımlamış.
Görsel şiirin kurumsallaşmaya karşı bir yapı olduğu açık. Yapı sözcüğü bile görsel şiirle aynı cümle içinde kullanıldığında sırıtıyor aslında. Buradan hareketle,Türkiye'de görsel şiire akademinin fazla ilgi göstermemesi özellikle de yazılı ve görsel medyada bol bol gördüğümüz akademisyenlerin ilgi göstermiyor oluşu beni hiç rahatsız etmedi, hatta memnun etti. Aksi olsaydı belki huzursuz olabilirdim.
Görsel şiirin kafamıza batıdan düşen bir taş olduğunu düşünenler için tevşihin ne olduğunu hatırlatmak istedim ya da müşecceri..
"Divan Şiiri'nde 'Sapma'lar" başlıklı bir makalede görsel şiir yapmaya tevşih, görsel şiire müveşşah dendiği yazılı.
Dizeli şiirin tarihsel açmazlarından mı yoksa tam olarak modern-sonrasının getirdiği bir zorunluluktan mı bilinmez -ki aslında bilinir mutlaka, yeni bir olgu ile karşı karşıya olacağız yakında. Bu olgu, daha önce "kolaj" ile ilgili pek kaygı gütmemiş bir dilin edebiyatının geldiği noktada neler yaptığını da bize gösteriyor gibi. Şiir yeterince "sıkıcı" olduğu için, sıkıcı olan tarafın aşındırılması yönünde, şu denenmiş:
Bunlar birbirinden bağımsız gibi görünmelerine rağmen aslında yaparken peşi peşine hatta iç içe geçerek aklımdan geçen, düşünmeyi denediğim, denemeyi düşündüğüm şeylerdi. Düşünmek dediğimiz şey çoğunlukla belli bir şeyi düşünürken bile beraberinde bir sürü bağlantılı/bağlantısız şeyi de (artık, gübür, saçma.. gibi de) beraberinde getiriyor. Katmanlar var, olay katmanları, zaman katmanları, bilgi katmanları vs. anlam da çoğu zaman bunların aralarına bile sızmayabiliyor.
Fernando Aquiar, 1956 Poertekiz doğumlu bir şair. Basılı 18 kitabı mevcutmuş. (9 şiir, 3 gençlik, 6 tane de antoloji) Ayrıca Portekiz, Almanya, İspanya ve İtalya'da pek çok antolojide ve uluslarası festivallerde yer almış. (100'den fazla.. ) 1972'den beri görsel ve deneysel şiirle uğraşıyormuş. 1985'ten beri ayrıca pek çok festivali de kendisi organize etmiş.
Sadece gözlerimizle mi okuruz? Mors alfabesi ve körlerin bu yolla okumaları bu sorunun yanıtlarından biri. Aslında okuyan zihindir ama aracılar değişebilir. Harfleri okuyabiliriz, dokuları okuyabiliriz, yüzeyleri okuyabiliriz, ifadeleri, işaretleri, sesleri okuyabiliriz... Okumaktan kastın ne olduğu da böylece genişletilebilir. Hatta konu başka alanlarda genişletilebilir.
Benim bir süre önce yapmaya başladığım bazı çalışmalar... Gazetelerle olan ilişkimiz, haber olmak haber almak haber okumak, gazetelerin bilgiyi ya da haberi taşıma ve sunum şekli, zaman zaman ordaki özensizlik, başlık piyasası ve aslında hiçbir anlamda bütün olmayan ve olamayacak şeylerin bir arada sunulduğu bir yer olarak benim ilgimi çekiyor. Bulmaca da bunun bir uzantısı... Yaptığım ve yapmayı düşündüğüm başka işler de var..
Poetikharsa ilk kez görsel şiir göndermenin tuhaf bir duygusu olduğunu da belirteyim.