Tükenmeye yüz tutmuş akımın ardında özgün bir varlık olamayan kuşak, eski kapıları zorlamakla yetinir. Biz buna "ara kuşak" diyoruz. Kendinden önce işlenmiş olanakların içinde tutsak kalış, talihsizliktir. Edebiyat evrimi yıllanmış şarapla doğru orantılı olamayacağı için, aşındırılmış eşikler üzerinde uyuşup kalmanın, yeni değerlere, özgünlüklere, başarılı özelliklere uzak düşeceği doğaldır. Yazılacaklar için, bir öncekinin iyi örnekleri denek taşı olacak, aynı çizgi üzerindeki bir önceki aşamaların eteğinde kalacak, bir örnek yinelemeler artacak, sonuç,bir durumu gereksiz yere çoğaltmaktan öteye gidemeyecektir. Sanatçıların kişisel özgünlükleri dahi, gözle kolayca görülemez ayrıntılar olma tehlikesiyle karşılaşacaktır. Genellikle ara kuşakların yazgısı budur.
Yorumlar
O zaman birkaç ara kuşak
Puanlar: 37
‘yukarı’ dedin
O zaman birkaç ara kuşak arasında bir ara kuşaktan mı söz etmek gerek acaba, bugüne ve burdan bakınca...
üst üste binme
Puanlar: 19
‘yukarı’ dedin
Eser Gürson'un formülasyonu aslında hala tartıştığımız yeni kuşaklar şu kadar zamanda bir geliyor gibi bir şeye cevap gibi. metnin devamında "olgunlaşma", "ustalaşma" gibi kafa ütüleyen ifadeler var (ben buna yaptığı işin şeysi olmak diyorum). oysa illa kuşak falan olmak zorunda değil. eskiden "nesil" vardı. ara kuşak bir formül, ama zamanımızda geçerli olur mu, kestirmek zor.
benim pek aklıma yatmadı da..
Puanlar: 43
‘yukarı’ dedin
benim pek aklıma yatmadı da.. bir de şunlar çok farklı sanki.. mesela alıştık 60 70 80 kuşağı diyoruz ve kabaca neyin kastedildiğini biliyoruz.. ara kuşak deyince, en basit haliyle iki şeyin arası, ayrıca da ana kuşaklar filan tanımlamak gerekiyor.. Daha orda da sorun var böyle olunca..