Ben bir küçük cezveyim, yıllık yıllık gezmeyim Eleştiri pratiklerini neye, kime ya da ne tür torklara dayandırdığını pek anlamadığım birçok şairin, bir noktadan sonra [google:Mehmet H. Doğan]'dan boşalan Yıllık projesinde kendilerinden bahsettirmiş olmalarını ve bu sayede bir iş kolunun da doğduğunu görüyorum. Her ne kadar ciddiye alınası bir başlık olsa da "yıllık" konusu edebiyat kamusunun en çok sevdiği şey oldu. Geçen yılki rekoltenin ardından, bu yıl da yıllıklar birer birer düşmeye başladı. Kestirmeden söyleyeyim, açıkcası ben yıllık çıkaranların da yıllıklarının bir yıllıkta değerlendirilmesini isterdim. Bir üstkurul falan tayin edilsin, ne bileyim...
[google:Varlık]'ın yeni sayısında (Nisan 2007) yıllıklarla ilgili bir soruşturma yapılmış. Yıllık işine bulaşmış herkes - Hakan Arslanbenzer dışında, belki de 2006 yıllığı henüz çıkmadığı için kendisine soru yöneltilmemiş- kendi meşrebince olaya cevap vermiş. Meşrebince diyorum, zira böyle Türkçe konuşan/yazan insanların "şiir seçme" gibi gerçekten insanın tüylerini ürperten bir görevi nasıl yerine getirdiklerini merak da etmiyor insan. Özellikle Veysel Çolak'ın beni taa 60'ların, 70'lerin dergi sayfalarına götüren üslubu ve cevapları ayrı bir tat.
Varan 1: Dijital, deneysel, görsel şey olarak biz.
Edebiyat kamusunun yerli ve yerel tarafı ile ilgilenen bir kısım okur için edebiyat dergilerinde, genç eleştirmenlerin eleştiri metinlerini cüzzamla kaplayan tüm bu ifadeler bu siteden çıkıyor. Bu sitenin kurucusu ve işleticisi ben, Osman Hakan A.'nin deyimi ile "rezil" görsel şiir pratiğinin etraftaki mümessili, Şeref Bilsel'in deyimi ile "tanzimat şairi" kişiyim. Halim Şafak'ın Ahmet Oktay'a durmadan şikayet ettiği, Mor Taka dergisinin koca bir sayısını ayırdığı, genelde laf arasında "dijital şair", "tekno dünya şiiri" vs. diye anılan şeyin üretildiği, avangardlığımızın "hallaç pamuğu" gibi atıldığı, Şiiri-Özlüyorum tarafından şu veya bu şekilde "kendi kusmuğumuzda boğulacağımız" tezi ile yerden yere vurulan da bizleriz. Bu ortalamanın altı, ortalamın üstü için ise daha şık bahaneler mevcuttur, bilemiyorum. (En popüleri de elimizde örnek yok, demektir.)
Siyahi'nin 8. sayısını hacımlı bir şekilde işgal eden "görsel şiir dosyası" hiç bir yıllıkçının ilgisini çekmemiş. Belki de Monokl, o devasa hacmı ile pek bu arkadaşlara edebiyat dergisi gibi de gelmemiştir. Bunların hiç biri sorun değil, en azından benim açımdan. Zira kendimize seçtiğimiz mecra içinde ve dışında biz, yarım yamalak ağız ile ad bile veremeden bize laf atan, bütün bu eleştirmenciklerin kortekslerini zıplatıyoruz, bundan eminim.
Varan 2: Dilsiz eleştirmen ve gericilik
Kanımca yıllık hazırlayacak adamın bu sitenin belgelerinde yer alan bilgileri, Türk Şiir'i içinde bir yere oturtamaması sadece gericilikten kaynaklanabilir. Hasan Akay'ın Necatigil'e bakışı ile, salya sümük Necatigil'i bir memur rind yapmaya meraklı şairlerin arasında bir fark olsa gerek. Fraktal geometrisi ve kaos dinamiği hakkında kafa yormuyorsanız, Cöntürk'ün adını da ağzınıza almayın. 2 Cilt eseri bulunan adamdan yapabildiğin alıntı bir tek bu mu Veysel Çolak? "Hüseyin Cöntürk'ün söylediği gibi, Türk Edebiyatının yüzde ellisi dedikodu üzerine kuruludur." Hangi yüzde ellilik kısımdasın? (Varlık, Nisan 2007, sayfa 50). Daha önce konvansiyonel/görsel diye ayrıyordum. Şimdi görüyorum ki bu tür ince ayrımlar, hele bir de gerekçelendirildiklerinde benim zamanında yaşamayı seçmiş eleştirmen sürüsü için daha da büyük ızdırap haline geliyor.
Varan 3: Bir de altına yazsaydınız..
"Bir derginin editörü iseniz ve yıllık hazırlıyorsanız; bu sizi biraz şanslı kılıyor. Çünkü size şiir verenler daha dikkatli davranıyor. Bunu dile getiren şairler tanıyorum." Veysel Çolak böyle diyor. Nasıl dile getiriyorlar merak ettim ben bunu. "Veysel abi, bunu yıllığa alman için gönderiyorum" mu diyor, ne diyor?
Not: 2002'de hazırladığım yıllığı buradan hepinize tavsiye ediyorum. Güncelliğini hiç yitirmemiş, konvansiyonel alanda, bunu görüyorum..
Ek | Boyut |
---|---|
ZINDIK 2002 - Serkan Işın | 148.37 KB |
Yorumlar
Türk Şiirinde Matematik
Puanlar: -3
‘yukarı’ dedin
Serkan Işın daha önce bir çok kez Türk Şiirinde matematiğin yeri/yersizliğine dair 'şikayet'lerini dile getirmişti. Varlık'taki yıllık soruşturmasında Metin Cengiz, verdiği cevabın epeyce bir kısmını "Bir sınıfta İngilizce ve Fransızca bilenlerin sayısı az, hem İngilizce hem İspanyolca bilenlerin sayısı daha da az..." gibi bir hesaba ayırmış. Buyrun, şiirde matematik...
aritmetik mi matematik mi?
Puanlar: -3
‘yukarı’ dedin
Türk şairi aritmetik bilir, matematikten pek anlamaz. Aritmetik toplama çıkarmadır özünde, düşünce ile değil daha çok ezber ile yapılan birşey.
ÖSS ya da ÖSS gibi sınavlardaki matematik cevap ortalamaları..
------------- ~ -------------------- Hubble'ın Mercekleri
yazarlara not
Puanlar: 20
‘yukarı’ dedin
Hayal dergisi (Nisan Mayıs Haziran 2007) her ne hikmetse "...şiir biçimdir; değişik biçimler yaratma sanatıdır. Ama ben, şimdilik buna inanmak istemiyorum" diyen Cansever'i "sevgiyle anarak" "Şiir ve Görsellik" adında bir dosyaya el atmış. Herhalde bir çeşit ironi ya da ne bileyim şaka, anlamadım.
Yazılar arasında zinharpost'a bir tane atıf var (Nilay Özer'in yazısı), bir de Yaşar Bedri'nin günah çıkartırcasına yazdığı yazıda benim son zamanlarda yaptığım "Devlet" şiiri var. Nilay Özer, Türkçe'deki kısıtlı kaynaklar demiş. Siteye göz atsa, en azından Somut Şiir gibi geride kalmış bir akımdan değil, az buçuk görsel şiire doğrudan değinen tonla çeviriye de rastgelebilirmiş. Ama sonuçta "rocket science" değil ki, ne olacak, ha o kaynak, ha bu kısıtlı. Leş gibi akademisyen kokuyor..
Dergi ve dosya hakkında yazabilirim ama el atmak isteyen var mı?
------------- ~ -------------------- Hubble'ın Mercekleri