Matbuatsfer etiketi ile yaftalanmış yazılar

Bir kitap çıkarmak, albüm çıkarmaktan bile daha tarif edilmez bir hismiş meğer…

İlk şiir kitabım ‘Mor Rüya’nın yayımlanmasının heyecanını yaşıyorum. Bir kitap çıkarmak, albüm çıkarmaktan bile daha tarif edilmez bir hismiş meğer… Kütüphanenin rafında kelimelerinizin yer alması müthiş bir duygu. Hele de o kelimeler, senelerce yaşadığınız içsel kaoslardan doğan muazzam bir gökkuşağı ile boyalıysa… İşte o zaman bu şiirleri ortaya çıkarmanın bile başlı başına bir içsel başarı olduğunu anlıyor insan… Dünyanın beğenip beğenmemesinin veya onaylamasının çok önemi kalmıyor eğer içsel savaşlarınızda galip gelmişseniz…

Dada Korkut Ne Söylüyor?

"Dada Korkut"la ilgili hemen hemen kitabın çıkışından bir süre sonra bir yazı yazmıştım ve Radikal Kitap ekine göndermiştim. Biliyorsunuz bizde iki kemik kitap eki vardır. İkisinin kapısından da kolay girilmez. Beklemek gerekir vs. vs. Bugünkü Radikal Kitap ekinde bu yazı yayımlandı ancak kısaltılarak. Ve bu kısaltmayı yapan ben değilim. Bir yayım organının kendi kuralları, editöryal ilkeleri vardır filan.. Sonuçta olay döner dolanır ve "ya bu deveyi..." hikâyesine gelir. Ancak yazı da bu değil.

"Boş oturmaktansa şiir kitabı çıkardı"

14 eylül 2009 tarihli haber:

Ekonomik kriz tüm Türkiye'de olduğu gibi Şanlıurfa'da da en çok esnafı vurdu. Balıklıgöl'ün yanında esnaflık yapan Yunus Emre Gayberi (33) de işlerin azlığından yakınmak yerine kendi kendine sponsor olarak bir şiir kitabı çıkardı. Gayberi, "Dükkânda boş boş oturmaktansa duygularımı şiire dökmek çok daha iyi geldi" dedi.

gomlekvesurekasi

sonat’a oynayalım mı?

Bugün bir dergi geldi bana: sonat.. Ege üniversitesi şiir topluluğunun şiir bülteni olarak… Şaşırdım biraz da. Dergi görsel şiirlerle ve görsel şiir kent ilişkisinden dem vuran yazılarla gayet iyi (memlekette böyle üniversite dergileri var mıymış?)..

Aslında daha geçen hafta sonu deneysel şiir üzerine bir etkinlik düzenlediler İzmir’de, Mehmet Öztek ve Utku Özmakas’ın davetli olduğu (aslında etkinlik nasıl oldu, neler konuşuldu bilmiyorum ya da adı geçen arkadaşlar katıldı mı?)..

Görsel Kültür de ne ola?

"Sanat, Tasarım ve Görsel Kültür" kitabının en azından birinci bölümünü okurken aklıma gelen soruları bir kenara not ettim. Bazı sorular, çoğu kez sorulan sorulardan doğdu, bazı sorular da Malcolm Barnard'ın "görsel kültür nedir?" sorusunu yanıtlamak için geçtiği evrelerden apartıldı. Bizim için görsel olan, görsel kültür, görünen olan, görünür kılınan, görünebilir hale getirilebilen ile bunların tam tersi olan nedir? Nerede başlar, nasıl gelişmiştir? Biz gerçekten neye bakar ve neyi görürüz?

Özge bir diyardan şen kahkahalar

Heidegger, Nietzsche’nin dağınık, serazat, parçalı, çok biçimli, ele geçmez fikriyatını “örmeye” çalışırken, Derrida Nietzsche’den “büyük ulumalar” devşirmeye çalışanların elini hep boş çıkararak kendi “söz”ünü durmadan “söken” bir fikriyatla yüzleştirir bizi.