şiir etiketi ile yaftalanmış yazılar

Söylenemeyen seslerin gösterilmesi

Dili bir ifade aracı olarak görmekten hiç değilse bir adım öteye geçmek gerekiyor. Dil, konuşma ve yazmaya sığdırılamaz. Herhangi bir sözlük toplamıyla da sınırlanamaz. Konuşma ve yazma çıkarılabilen sesler ve bilinebilen sembollerle sınırlıdır. Genellikle bu bize anlamı iletme iktidarı vermez. Doğrusu burada bizim bir iktidarımızın olabileceği de kuşkuludur. Burada ses çıkarabilmedeki başarımız ve sembollerle bağlantımız da etkilidir. Sesi nasıl çıkarabiliyor, sembolleri nasıl bir ilişkilendirmeyle sunabiliyorsak ilettiğimiz o [kadar] olacaktır.

Tehlikeli Alakasızlık: Meraksızlık

Hece'nin 141. sayısı "Tehlikeli Alaka: Edebiyat ve Deneysellik" ayrılmış. "edebiyat ve deneysellik" arasındaki ilişkiye, olumlu yaklaşıyor gibi görünüyor. Her ne kadar bu bir değerlendirme yazısı olmasa da, yine de gözüme çarpan ufak tefek birkaç konuyu ben de hatırlatayım.

Yüceltme parodisi

Sahihlik sıkıntısı yaşayan herkes için “karşıtlık”lar sığınak olur. Yaşadığıyla, dünyada “işgal” ettiği yer’e karşılık gelemeyen herkes sahihlik sıkıntısı yaşar. Ne yazık ki insanın işgal ettiği yerin icbar ettiği bir yaşantı yoktur. Yer, sabırla aidiyet bekler. Aidiyet insanın işgal ettiği yeri korumasıyla mümkün olur. Bu koruma yer üzerinde nefsini tükettiğin nefesle serpilir, nefse ve yerin koruduklarına sirayet eder. Serpilme yetiştirici bir tohum gibi insanı barındıran şefkat bahçesine dönüşür.

BEN

BEN*

Behçet Necatigil

Bense şunu yapacaktım, sen ne güzel bahanesin: Senin yüzünden, ben...

[İnsan, kendininbilincidir. Kendinin bilincindedir; insansal gerçekliğin ve saygınlığının bilincindedir ve bundan ötürü, Kendininduygusunun (kendivarlığı hakkındaki basit duygunun. sh..) düzeyini aşamayan hayvandan özce farklıdır. İnsan, kendisine ilişkin bilinci, -ilk olarak- "Ben" dediği an edinir. Demek ki, "kökenini" kavrayarak insanı anlamak, sözle açığa vurulmuş Benin kökenini kavramak demektir."

Şiir öldü ve yaşasın Blackberry ve aktif pazarlama!

"Şiir öldü. Tersini iddia edenlerle tartışmaya hazırım. Bugün şiir okurken yaptığımız, bir müzenin koridorlarında dolaşmak ve geçmişin azametli günlerini özleyerek gözyaşı dökmek. Artık bir şiirin güzelliğinden dolayı duygulanmıyoruz. Duygulanıyoruz, çünkü okuduklarımız bize dünyanın şiirle dolu olduğu ve asla geri dönmeyecek o güzel günleri hatırlatıyor.

Yapılabilecek Birşeyler Varsa Yapılmalıdır

Her tür yaşam biçimi, düşünce tarzı tipografik bir dil ile kendine anlatım biçimi oluşturabilir. Ses ile doğrudan ilişkiye sahip yazı, kağıt üzerinde söylenen sözün izidir, bir tonu duruşu ve tavrı vardır. Notalar gibi farklı bir sese, tona, çağrışım ilişkilerine sahiptir. Gündelik hayatımızda aynı sözü fısıldayarak ya da bağırarak söylemek gibi aynı sözü değişik formlarda bir tarz, kişilik ve görsel dil oluşturarak göstermek mümkündür. Her sanatçının ayrı bir görsel dili vardır.

Şiir şemaları ve görsel şiirin uyumsuzluğu

Şiir , dilin ses düzlemini düzenleyerek onu üzerinde düşünülecek bir biçime sokar. Seslerin ritmik yinelenmesi sıra dışı sözel bileşimler, dilsel yapıların kendilerine dikkat çekmek için düzenlenmiş bir dille uğraşmakta olduğumuzu netleştirir. Bir şey şiir olarak tanımlanmamışsa okuyucuların çoğu zaman dilsel yapılanmanın farkında olmadığı doğrudur. Bir metin şiir adı altında çerçevelendiğinde, genellikle gözardı ettiğimiz ses yapılanmasına ya da diğer türden dilsel düzenlemelere dikkat etmeye başlarız.

Katranark

Resim ve Kaligrafi İki Sanatın Birleşmesi

Dünya Sağlık Örgütü (WFP) kanalıyla sanatsal çalışmalar yürüten Pasargadae Gallery bu kez Alireza Karami’nin resim ve kaligrafi eserlerine ev sahipliği yaptı, Tehran, 23 mayıs 2007.

1949’da Kermanshah(?)da doğan Karami, iç tasarım lisansı yapmış. 23 yıldır birçok resim ve kaligrafi eseri yapan Karami bundan önce 15 kişisel sergi düzenlemiş, 30’dan fazlasına da katılımda bulunmuştur. CHN'in söyleşisinden;

Resim ve kaligrafiye nerede başladınız?